Examples of using "übersät" in a sentence and their turkish translations:
Kırık cam yolun her tarafına dağılmış durumda.
Oda gazetelerle dolup taşmıştı.
Onun yüzü sivilceler ile kaplıdır.
Eski şehirde birçok hediyelik eşya mağazaları vardır.
Savaş alanı ölü ve yaralılarla doluydu.
Freetown sokaklarını kirleten cesetler vardı.