Examples of using "Principe" in a sentence and their turkish translations:
Üçüncü prensip:
Bu, tamamen yanlış.
Prensip meselesi.
Prensipte haklısın.
İlk ilkemiz sestir.
Diğer ilkemiz ise tarafsızlık.
Diğer ilke ise anlamaktır.
Son ilke ise saygıdır,
En dönüşümsel olan prensiplerden bir diğeri ise,
Bir inanışa göre,
Aspirindeki etken madde nedir?
Her gün matematik çalışmayı prensip edinirim.
Fark etmez, kural ne olursa olsun aynı.
Esperanto konuşanlar hala ilke olarak en azından iki dillidirler.
Bu durum da yine en kolay tercih prensibine dayanmakta
- O her sabah yürümeyi kural olarak benimsemiştir.
- O, her sabah bir yürüyüşü kural olarak benimsemiştir.
Kolomb dünyanın yuvarlak olduğunu varsaydı.
Normalde bu tür gıda yemem.
Başkaları hakkında kötü konuşmamayı kendisine prensip olarak benimsemektedir.
Yatmaya gitmeden önce dişlerimi fırçalamayı bir kural haline getiriyorum.
İşte bu mikrodalga fırının tasarlanmasındaki temel prensiptir.
Tom her zaman bir kadına yaşını asla sormamayı bir kural olarak benimser.
Üçler kuralı sadece işimde değil
Yağmur yağacağını sanmıyorum.
Su her şeyin anasıdır; her şey sudan gelir, ve suya döner.