Examples of using "Partiel" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un yarı zamanlı bir işi var.
Onlar yarı zamanlı çalışanlar.
- Yarı zamanlı çalışabilir miyim?
- Part-time çalışabilir miyim?
Karım kısa süreli çalışıyor.
Ben sadece yarı zamanlı çalışırım.
Yarım günlük bir işim var.
Mary yarı zamanlı hemşirelik yapıyor.
Birçok öğrenci part-time işler yapar.
Kısmi zamanlı iş bulmak zorundayım.
Yarı zamanlı çalıştığını biliyorum.
Süreli bir iş bulmak zorunda kalacağım.
Kendine yarı zamanlı bir iş bulman gerektiğini düşünüyorum.
Geçen yaz, ben bir çiftlikte yarım zamanlı çalıştım.
Geçen yaz bir çiftlikte yarım zamanlı olarak çalıştım.
Bence yarı zamanlı bir iş aramak zorundasın.
kadınların %42'sinin yarı zamanlı çalışma tercihiyle açıklanabilir.
Tam zamanlı çalışan kadın erkek kıyaslamasında rakam %9.1'e düşer
Babam yarı zamanlı çalışıp öğretmenlik eğitimi gördü
Part-time çalışanlar ekonominin gelişmesinde önemli bir rol oynar.
Diğerleri gönüllü iş yaparken bazıları yarı zamanlı çalışmaya devam eder.
Alışveriş merkezinde Noel baba olarak çalıştığım yarı zamanlı bir işim var.
Öğrenciler yarı zamanlı işlerde çalışıyorlar. Bu da onlara öğrenim ücretlerini ödeme olanağı sağlıyor.
Otel hizmetçisi olarak yarı zamanlı bir işim vardı, ama onu pek sevmiyordum.