Translation of "Partiel" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Partiel" in a sentence and their turkish translations:

Tom travaille à temps partiel.

Tom'un yarı zamanlı bir işi var.

- Ce sont des employés à temps partiel.
- Ce sont des employées à temps partiel.

Onlar yarı zamanlı çalışanlar.

Pourrais-je travailler à temps partiel ?

- Yarı zamanlı çalışabilir miyim?
- Part-time çalışabilir miyim?

Ma femme travaille à temps partiel.

Karım kısa süreli çalışıyor.

Je ne travaille qu'à temps partiel.

Ben sadece yarı zamanlı çalışırım.

J'ai un travail à temps partiel.

Yarım günlük bir işim var.

Marie travaille comme infirmière à temps partiel.

Mary yarı zamanlı hemşirelik yapıyor.

Beaucoup d'étudiants font des boulots à temps partiel.

Birçok öğrenci part-time işler yapar.

Je dois trouver un emploi à temps partiel.

Kısmi zamanlı iş bulmak zorundayım.

Je sais que vous travaillez à temps partiel.

Yarı zamanlı çalıştığını biliyorum.

Je devrai trouver un emploi à temps partiel.

Süreli bir iş bulmak zorunda kalacağım.

- Je pense qu'il te faut trouver un emploi à temps partiel.
- Je pense qu'il te faut trouver un boulot à temps partiel.
- Je pense qu'il vous faut trouver un emploi à temps partiel.
- Je pense qu'il vous faut trouver un boulot à temps partiel.

Kendine yarı zamanlı bir iş bulman gerektiğini düşünüyorum.

L'été dernier j'ai travaillé à temps partiel à la ferme.

Geçen yaz, ben bir çiftlikte yarım zamanlı çalıştım.

L'été dernier, j'ai travaillé à temps partiel dans une ferme.

Geçen yaz bir çiftlikte yarım zamanlı olarak çalıştım.

Je pense qu'il te faut trouver un boulot à temps partiel.

Bence yarı zamanlı bir iş aramak zorundasın.

Par le choix de 42% des femmes à travailler à temps partiel.

kadınların %42'sinin yarı zamanlı çalışma tercihiyle açıklanabilir.

Le chiffre tombe à 9,1% quand on compare le temps plein et partiel ;

Tam zamanlı çalışan kadın erkek kıyaslamasında rakam %9.1'e düşer

Mon père a travaillé à temps partiel, s'est formé en tant que professeur

Babam yarı zamanlı çalışıp öğretmenlik eğitimi gördü

Les travailleurs à temps partiel jouent un rôle important dans l'essor de l'économie.

Part-time çalışanlar ekonominin gelişmesinde önemli bir rol oynar.

Certains continuent à travailler à temps partiel, tandis que d'autres font du bénévolat.

Diğerleri gönüllü iş yaparken bazıları yarı zamanlı çalışmaya devam eder.

J'ai un boulot à temps partiel à travailler comme Père-Noël à la galerie commerciale.

Alışveriş merkezinde Noel baba olarak çalıştığım yarı zamanlı bir işim var.

Les élèves travaillent à temps partiel, et ça leur donne la possibilité de payer leurs études.

Öğrenciler yarı zamanlı işlerde çalışıyorlar. Bu da onlara öğrenim ücretlerini ödeme olanağı sağlıyor.

J'avais un emploi à temps partiel comme femme de chambre dans un hôtel, mais je n'aimais pas beaucoup ça.

Otel hizmetçisi olarak yarı zamanlı bir işim vardı, ama onu pek sevmiyordum.