Examples of using "Doigt" in a sentence and their turkish translations:
O benim parmağımdı.
Parmağı kanıyor.
Başardın!
Parmağımı emdim.
Parmağınızı kesmeyin.
Beni işaret etme.
Parmağımın ucuna.
Tom Mary'yi işaret etti.
Tom parmağını kesti.
Benim küçük parmağım şişti.
Şu parmağınızı alabilir miyim?
- Tam üstüne bastın!
- Taşı gediğine oturttun.
Parmağımı bala daldırdım.
Şunu parmağınıza takabilir miyim?
- Tam üstüne bastım mı?
- Taşı gediğine oturttum mu?
Ben parmağımı yaktım.
Parmağımda bir diken var.
O, parmağıyla onu işaret etti.
Parmağımı kestim.
Tom, Mary'yi gösterdi.
Parmağımı kırdım.
Yüzüğü Mary'nin parmağına taktı.
İnsanları işaret etmek kalabalıktır.
Richie Rich'i parmağında oynatır sonrada
Biz yanlış iz üzerindeyiz.
Tom yüzüğü parmağından çıkardı.
Ben az önce parmağımı kestim.
Konuşmadan önce lütfen elini kaldır.
Mary parmağını dudaklarıma koydu.
- En uzun parmak orta parmaktır.
- Orta parmak en uzunudur.
Kızımız bir kibrit ile parmağını yaktı.
- Lütfen başınızı oynatmadan parmağımı izleyin.
- Lütfen kafanızı hareket ettirmeden gözünüzle parmağımı takip edin.
Ayak parmağım kanamaya başladı.
O, bıçakla parmağını kesti.
Diğerlerini göstermek kabalıktır.
Kapıda parmağımı sıkıştırdım.
Başkalarını işaret etmek kabalıktır.
Ben bir bıçak ile parmağımı kestim.
Sen hiç bıçakla parmağını kestin mi?
Öğretmen tahtaya işaret etti.
Burada olduğunu bana kuşlar söyledi.
O, suçlarcasına parmağını ona gösterdi.
Başkalarını göstermek kabalıktır.
Tom Mary'nin parmağına bir bandaj koydu.
Bana senin bir şey sakladığın söylendi.
Ekmeği diyagonal dilimler halinde bir parmak genişliğinde kes.
Tom bir cam parçası ile parmağını kesti.
Sorunu teşhis edemiyorum.
az önceki örneğimize gelelim hani ben parmağımı böyle yapmıştım ya
Paketi açmaya çalışırken parmağımı kestim.
Babam evde parmağını bile oynatmaz.
Voleybol oynarken parmağımı incittim.
Mary'nin sol elinin her parmağında bir yüzük var.
Önemli bir şeyler bulduğumu fark ettim.
Ağaç kemirmek için birebir. O esnek tırnağın işlevi vurmayla bitmiyor.
Öğretmen parmağıyla beni işaret etti ve onunla gelmemi istedi.
Bir çiçeğin kökü bir bebeğin parmağı kadar zayıftır.
Öğretmen eliyle beni işaret etti ve kendisini takip etmemi söyledi.
terapist parmaklarını yüzünden 15 ila 30 cm kadar uzakta tutacak
. Birkaç gün sonra, Koreli şirketin yöneticisi intihar ettiğini açıkladı
Parlak kırmızı bir uğur böceği, parmağımın ucuna indi.
Mutfak bıçağını kullanırken, karım parmağını kesti.
Babam odadan ayrıldığında küçük kız kardeşim bana el hareketi çekti.
Yabancıyı izleyip işaret eden küçük çocuğun çok kaba olduğunu düşündüm.
Bir şey bana onun onları bulduğunu söylüyor.
Polislerin kapı tokmağında buldukları tek parmak izleri Tom'unkilerdi.
Bir şey yapmayacağım.
Bir çocuğu dışarı çıkarıp elinizle Ay'ı işaret ederseniz, çocuk Ay'a bakar. Aynı şeyi bir köpekle yaparsanız, köpek parmağınıza bakar.