Examples of using "Différents" in a sentence and their turkish translations:
Senin saçın farklı.
farklı iş alanlarına yöneldiler.
Onlar çok farklıydılar.
test etme üzerinde çalışıyoruz,
Bunlar bilgisayarların farklı türleridir.
Farklı görüşlerimiz var.
Karakterlerimiz tamamen farklı.
Benim zevklerim seninkilerden oldukça farklı.
Bir insanı küçük düşürüp onunla alay etmekten,
Bu cümlenin çeşitli anlamları var
Biz birkaç konu hakkında konuştuk.
Biz farklıyız.
Onlar farklı.
Biz farklı otellerde kalıyoruz.
Farklı olduğumuzu biliyorum.
Firmamız farklı kültürel etkinlikleri destekler.
Farklı ülkeler, pek çok mal ithal etmektedirler.
Onlar farklıydı.
Zengin, sen ve benden farklıdır.
Erkekler ve kadınlar farklı.
Farklı olmamız gerek, millet.
Bakmamız gereken çok fazla yön var.
Üç farklı gezginimizi görüyorsunuz burada.
Ben de çok farklı yerlerde olurdum
iki temsili evren örneğini görüyorsunuz.
Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.
Çeşitli grupları birleştirmeye çalıştı.
Biz artık tamamen farklı insanlarız.
Farklı çaplarda iki eş merkezli daire çizin.
Beş farklı müteahhit tadilat yaptı.
Farklı bakış noktalarımız var.
Bilgisayar iki yüz farklı tipteki hatayı tanır.
Bir blender birlikte farklı gıdaların karışımı sağlar.
İkimiz çok farklıyız.
Hepimizin farklı güçleri var.
Söylemeye çalıştığım şey iki tür zihniyet vardır.
yerlerden gelen 1400 insanı bir araya getirmek bir mucizedir.
Bakın ne diyeceğim, iç çamaşırımı bir sürü şey için kullandım.
doktora sonrası bilimsel araştırma bursluları ve profesörleri
Onlar adeta farklılar.
Annem ve ben her yönümüzle farklıyız.
Felsefenin çeşitli türleri Yunanistan'da oluşmuştur.
Bu iki pantolon farklı malzemelerden yapılmaktadır.
Biz çok farklıyız.
Hepimiz farklıyız.
Hepsi farklı.
- Bu sözcüğün en az üç değişik anlamı var.
- Bu kelime en az üç farklı manaya geliyor.
Farklı hormonlarımız, farklı cinsel organlarımız
bu sefer farklı çeşitlerdeki birkaç gizli obje ile.
Farklı olduğumuzdan çok daha benzeriz.
Bu materyaller pek çok farklı şeyden yapılıyor;
yani bu aslında farklı zamanların bir birine olan orantısı
Ama bir süre sonra, farklı orman türleri görüyorsunuz.
Sosyal gelenekler ülkeden ülkeye değişir.
Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.
Bu nehirlerin su seviyeleri farklıdır.
Biz çok farklı değiliz, sen ve ben.
Bu bölgede birçok hayvan türü var.
Bu ikisi birbirinden çok farklı.
Ben her ay beş farklı dergi okurum.
Geçmişimde engel gibi görünen bir şeyi benimsememin
biraz farklı hesaplar yapmak zorundasınız.
İşte zaman için farklı kavramlardan bahsetmeliyiz
Onun evine ulaşmak için çeşitli yollar vardır.
Dünyada birçok farklı halk vardır.
ve yazın çeşit çeşit meyve veriyor.
yaşam ortamlarımız birbirinden çok farklı
farklı noktada da olabilir bu da problem değil
Çin ve Japonya birçok noktada farklılık gösterirler.
Eskimoların kar için doksan farklı kelimesi var.
Tüm bu insanlar tek bir ırk gibi harmoni içinde birlikteler.
O, 25 yaşına kadar beş farklı ülkede yaşadı.
27 yıl boyunca ülkenin üç farklı diktatörü
O, Los Angeles'ta iken, en az altı farklı işi vardı.
Biz çok farklıyız, sen ve ben.
İki başkan adayı arasında özgeçmiş ve ideoloji bakımından çok bariz fark var.
Yeni muhasebe prosedürleri giderleri rapor etmek için farklı formları doldurmamızı gerektirir.
yani coğrafi kutup ile manyetik kutup birbirinden farklı
hazırlanan ve bir plan uygulanan ve bu şekilde gökyüzüne çıkıldıktan sonra
Niçin biz farklıyız?
Biz değişik başlıklarda konuştuk.
Kaldığım birçok farklı otelden çaldığım bir havlu koleksiyonum var.
Ek olarak, oylar farklı listelerden, yani farklı partilerden veya seçmen gruplarından
Birkaç gazete haberi yayınladı.
Bir kelimenin nasıl kullanıldığını tam olarak anlamak için, onun birçok farklı içeriklerde kullanılması gerekir.
Sen farklı değilsin.
Onlar geri kalanlardan çok farklı değil.