Examples of using "Coïncidence" in a sentence and their turkish translations:
Bu sadece bir tesadüftü.
O bir tesadüftü.
Ne kadar da hoş bir tesadüf!
Bu bir tesadüf.
Ne şaşırtıcı bir tesadüf!
Ne kötü tesadüf!
astronomik bir rastlantı gibi görünüyordu
Bu sadece bir rastlantı.
O bir tesadüf müydü?
O bir tesadüf mü?
Bu yalnızca bir tesadüf değil.
Bir tesadüf olabilir.
Bu muhtemelen sadece bir tesadüf.
Bu bir tesadüf olmalı.
Bu bir tesadüf mü?
Bu bir tesadüf olabilir.
O sadece bir tesadüf mü?
Bu muhtemelen sadece bir tesadüf.
Bu sadece bir tesadüftü.
Muhtemelen sadece bir tesadüftür.
Bunun bir tesadüf olduğunu düşünüyor musun?
Onunla tamamen şans eseri tanıştım.
Belki de sadece bir tesadüftü.
Bu bir tesadüf değil.
O şaşırtıcı bir tesadüf değil mi?
Sadece bir tesadüf olabilir.
O bir tesadüf değildi.
Ne garip bir tesadüf!
Bunun sadece bir tesadüf olduğunu mu düşünüyorsun?
Bu bir tesadüf olamaz.
Tabi bunların hepsi bir rastlantı da olabilir
Yani bu kadar rastlantı muazzam bir şans gerektiriyor
Tom bunun sadece bir tesadüf olduğunu söyledi.
Bunun bir tesadüf olduğunu sanmıyorum.
Bunun bir tesadüf olduğuna inanmak zor.
eğerki tesadüf ise zaten ortada bir problem yok
A, tesadüfe bak, Tom'un parmak izleri benimle aynı!
Bak, ne inanılmaz bir tesadüf! Tom benimle aynı parmak izlerine sahip.
Bak, ne inanılmaz bir tesadüf, Tom'un benimle aynı parmak izi var!
Dünyada oluşan en ufak şey bile daima muhteşem bir tesadüfün sonucudur.
fakat tesadüf değil ise mısırlılar'a birşey oldu ve teknoloji ortadan kayboldu