Examples of using "Pure" in a sentence and their turkish translations:
Bu düpedüz delilik.
Su saftır.
Saf güzellik.
O, mutlak gerçektir.
Lütfen içme suyunun saf olduğundan emin ol.
O tamamen Japondur.
Yağmur suyu saftır.
Onunla tamamen şans eseri tanıştım.
Su temizdir.
Bu kaynağın suyu saftır.
O su çok saf.
Şimdi çocuklar saf dürüstler.
Saf su günlük yaşantımızda gereklidir.
Bu yüzden bu tam bir başkaldırıydı.
Suyun ne kadar saf olduğunu kontrol ettiler.
- O tipik bir Japon insanı.
- O tipik bir Japon.
tokatçı. saf bir insanın hayatını garibanlığını anlattı
Bu sadece bir tesadüftü.
"Onun üzerinde herhangi bir kir buldun mu?" "Hayır, o tertemiz."