Examples of using "Bec" in a sentence and their turkish translations:
Onun yarık bir dudağı var.
Var gücüyle kendisini savundu.
Onlar dün bir münakaşa ettiler.
Ben tatlıya düşkünüm.
Tatlıya düşkünlüğüm var.
Her kolunun dibinde, sert kabukları aşabilecek bir delici var.
Beni öpmek istemiyor musun?