Examples of using "Kuulemaan" in a sentence and their turkish translations:
Onun şarkı söylediğini duyabiliyor musun?
Bir kelime duyamıyorum.
Ne söylendiğini duyamadım.
Kötü haberi duymaya hazır mısın?
Mary'nin sesindeki umutsuzluğu duyabilirsiniz.
ve sürekli hırlamasını ve ısırışını duyuyordum.
Konuştuklarımıza kulak misafiri olabilecek birini düşünüyor musun?