Examples of using "Kovaa" in a sentence and their turkish translations:
...yoğun bir rekabet var.
Atlar hızlı koşar.
Çok hızlı sürüyorsun.
Bu rekabet katı.
Sadece çok çalış.
İyi karardı! Zor iş.
Naoko hızlı çalışabilir.
Bu çok etkili bir şey.
Yüksek sesle konuşmaya gerek yok.
Çok hızlı araba sürmek tehlikelidir.
Fırtınadan dolayı deniz haşindi.
Gerçekten sert yağmur yağıyor, değil mi? Islandın mı?
Bu elektrikli süpürge çok gürültü yapıyor.
Ben mümkün olduğunca hızlı koştum.
Tom'un çok yüksek sesle konuşma eğilimi var.
Tom geçen yıl zor günler geçirdi.
Şiddetli şişlikler ve nefes alma güçlüğü. Bir vakada ise ölümcüldü.
Hiçbir şey elmas kadar sert değildir.
Hayat zordur, ama ben daha zorum.
O kadar çok acele etmene gerek yok.
Bu örümceğin ısırması şiddetli ağrıya sebep olur.
Ama gece kuvvetli bir rüzgâr çıkarsa üzeri tamamen örtülebilir.
arka kolumun büyük kısmını ve biraz da kemiği kavradı.
Tom ve Mary çok yüksek sesli gülmemeyi denedi.
Kazı yapmak zor iştir.
Klima çok fazla gürültü yapar.
Yabancı pirinç sert ve tatsızdır ve de Japon damak tadına hitap etmez.
Önlerinde çok zor bir yol var. Ama stratejileri böyle. Hızlı yaşa, genç öl.
Kahretsin, o lanet baykuşun çok gürültülü bir şekilde cırlaması yüzünden uyuyamıyorum.
O, mümkün olabildiğince hızlı koştu.
O elinden geldiğince hızlı koştu.