Examples of using "Jäämään" in a sentence and their turkish translations:
Tom kalmayı kabul etti.
O, kalmam için yalvardı.
Sana kalmanı emredebilirdim.
Tom kalmamız için yalvardı.
Tom kalacak.
Hayatta kalabilmen bir mucize.
Tom kalacak.
O, fazla mesai yapmak zorunda kaldı.
O dört günden daha fazla kalmayacak.
Keşke Tom'u kalması için nasıl ikna edebileceğimi çözebilsem.
Tom kalacak.
Tom kalacak.
Tom, çocuk bakıcısı oraya gelinceye kadar, Mary'nin evde kalmasını istedi.