Translation of "Unusual" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Unusual" in a sentence and their turkish translations:

- That's not unusual.
- This isn't unusual.

Bu olağan dışı değil.

- It's pretty unusual.
- That's pretty unusual.

O oldukça olağandışı.

- That's very unusual.
- This is very unusual.
- This is really unusual.

Bu çok sıra dışı.

That's unusual.

Bu sıradışı.

It's unusual.

Bu sıra dışı.

We're unusual.

Biz sıradışıyız.

You're unusual.

Sen sıradışısın.

I'm unusual.

Ben sıradışıyım.

- It's not so unusual.
- It isn't so unusual.

O kadar sıradışı değil.

This is unusual.

Bu sıra dışı.

"Unusual and concerning"

"Sıradışı ve alakalı"

That's not unusual.

Bu olağan dışı değil.

That's very unusual.

Bu çok sıra dışı.

Tom is unusual.

Tom sıradışı.

Tom seems unusual.

Tom sıra dışı görünüyor.

Is that unusual?

O sıra dışı mı?

Isn't that unusual?

O olağan dışı değil mi?

It was unusual.

Sıra dışıydı.

It's pretty unusual.

Oldukça olağan dışı.

Conditions are unusual.

- Koşullar alışılmadıktır.
- Şartlar olağandışıdır.
- Koşullar sıradışıdır.

That's pretty unusual.

O oldukça olağandışı.

- It isn't unusual at all.
- It's not unusual at all.

Bu hiç olağan dışı değil.

Tom saw something unusual.

Tom sıradışı bir şey gördü.

I've done nothing unusual.

Olağandışı bir şey yapmadım.

This is very unusual.

- Bu çok sıradışı.
- Bu çok olağan dışı.

Nothing unusual was found.

Sıradışı bir şey bulunmadı.

That's an unusual request.

Bu sıra dışı bir istek.

That's an unusual name.

Bu sıra dışı bir isim.

This is rather unusual.

Bu oldukça sıra dışı.

This is highly unusual.

Bu epeyce sıra dışı.

That's unusual, isn't it?

Bu alışılmış değil, değil mi?

That would be unusual.

Bu olağan olmaz.

That's an unusual one.

O nadir biri.

What's unusual about that?

- Bunun nesi sıra dışı?
- Bunda sıra dışı olan ne?

This is totally unusual.

Bu bütünüyle olağan dışı.

It's an unusual name.

Nadir bir isim.

Tom is pretty unusual.

Tom oldukça olağandışı.

This is unusual weather.

Bu olağan dışı bir hava.

It was very unusual.

Bu çok sıradışıydı.

This is really unusual.

Bu gerçekten sıradışı.

- Did you see anything unusual lately?
- Have you seen anything unusual lately?

Son zamanlarda alışılmadık bir şey gördün mü?

Don't you smell something unusual?

Sıra dışı bir şeyin kokusunu alıyor musun?

There's something unusual about him.

Onun hakkında sıra dışı bir şey var.

This is an unusual situation.

Bu alışılmadık bir durumdur.

Something unusual happened last night.

Dün gece olağan dışı bir şey oldu.

Did anyone notice anything unusual?

- Biri tuhaf bir şey fark etti mi?
- Olağan dışı bir şeyler fark eden oldu mu?

He recounted his unusual experiences.

Sıradışı deneyimlerini anlattı.

There's nothing unusual to report.

Bildirilecek sıradışı hiçbir şey yok.

I heard an unusual sound.

Ben sıradışı bir ses duydum.

I take it that's unusual.

Sanırım o olağan dışı.

Do you sense something unusual?

Olağan dışı bir şey hissediyor musun?

The weather is unusual today.

Bugün hava sıradışıdır.

We didn't find anything unusual.

Biz alışılmadık bir şey bulmadık.

There's nothing unusual about that.

Onun hakkında olağan dışı bir şey yok.

The situation was very unusual.

Durum çok sıradışıydı.

They shared an unusual connection.

Onlar alışılmadık bir bağlantıyı paylaştılar.

It's quite an unusual concept.

Oldukça sıradışı bir kavram.

Do you smell something unusual?

Olağan dışı bir şeyin kokusunu alıyor musun?

Something very unusual has happened.

Çok alışılmadık bir şey oldu.

I didn't see anything unusual.

Olağandışı bir şey görmedim.

That's not unusual, is it?

O, sıra dışı değil,değil mi?

I didn't notice anything unusual.

Olağan dışı bir şey fark etmedim.

This is very, very unusual.

- Bu çok, çok sıra dışı.
- Bu çok, çok alışılmadık.

This is an unusual request.

Bu alışılmadık bir istek.

This is an unusual policy.

Bu alışılmadık bir politika.

Harald? What an unusual name!

Harald? Ne alışılmadık bir isim!

Now, that's not so unusual.

Şimdi, bu o kadar sıra dışı değil.

We have an unusual relationship.

- Bizim alışılmadık bir ilişkimiz var.
- Bizim olağandışı bir ilişkimiz var.

"Boustrophedon" is an unusual word...

"Boustrophedon" alışılmadık bir kelimedir.

That in itself isn't unusual.

O kendi başına olağandışı değildir.

This year is quite unusual.

Bu yıl oldukça sıradışıdır.

This is unusual for me.

Bu benim için alışılmadıktır.

Did you see anything unusual?

Olağandışı bir şey gördün mü?

Sami is an unusual kid.

Sami alışılmadık bir çocuktur.

Sami saw something very unusual.

Sami çok sıradışı bir şey gördü.

Tom is an unusual kid.

Tom sıradışı bir çocuk.

Tom and Mary are unusual.

Tom ve Mary sıra dışı.

- Her unusual behavior gave rise to our suspicions.
- Her unusual behavior caused our suspicions.

Onun tuhaf davranışı şüphelenmemize neden oldu.

Have you eaten anything unusual recently?

Son günlerde olağan dışı bir şey yedin mi?

Is there anything unusual about that?

Onun hakkında olağan dışı bir şey var mı?

His unusual behavior aroused our suspicion.

Onun uygunsuz hareketleri kuşkumuzu uyandırdi.

Did you hear anything unusual lately?

Son zamanlarda olağan dışı bir şey duydunuz mu?

This is a rather unusual request.

Bu oldukça sıra dışı bir istek.

- That's not uncommon.
- That's not unusual.

Bu sıra dışı değil.

Have you seen anything unusual lately?

Son zamanlarda alışılmadık bir şey gördün mü?

Tom had some very unusual experiences.

Tom'un bazı çok olağandışı deneyimleri vardı.

Tom has had an unusual career.

Tom sıradışı bir kariyere sahipti.

Nothing unusual happened during our trip.

Gezimiz sırasında olağandışı bir şey olmadı.

Layla was feeling a bit unusual.

Leyla kendini biraz anormal hissediyordu.

The sensors aren't detecting anything unusual.

Sensörler alışılmadık hiçbir şey tespit etmiyor.

Sami was feeling a bit unusual.

Sami kendini biraz garip hissediyordu.

This year's weather is rather unusual.

Bu yılın havası oldukça sıradışıdır.

When did the unusual discharge begin?

Anormal akıntılar ne zaman başlamıştı?

- It's not unusual for Tom to be late.
- It isn't unusual for Tom to be late.

Tom'un geç kalması anormal değil.

We label it as abnormal or unusual,

Anormal veya tuhaf yaftasını yapıştırıyor