Translation of "Treated" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Treated" in a sentence and their turkish translations:

- They treated me badly.
- She treated me badly.

Bana kötü davrandı.

- Tom was treated unfairly.
- Tom wasn't treated fairly.

- Tom adil bir muamele görmedi.
- Tom'a adil davranılmadı.

- She treated him for a broken leg.
- She treated her broken leg.
- She treated his broken leg.

- Onun kırık bacağını tedavi etti.
- O, kırık bacağını tedavi etti.

He treated me badly.

O bana kötü davrandı.

She treated me badly.

Bana kötü davrandı.

Tom treated me badly.

Tom bana kötü davrandı.

We're being treated fairly.

Bize adil muamele ediliyor.

You were treated unfairly.

Sana adaletsiz bir biçimde davranıldı.

Are they treated fairly?

Onlara adil davranılıyor mu?

She treated his wound.

O, onun yarasını tedavi etti.

Tom treated Mary badly.

Tom Mary'ye kötü davrandı.

Tom treated Mary differently.

Tom, Mary'ye farklı biçimde davrandı.

They treated me well.

Onlar bana iyi davrandılar.

Tom was treated terribly.

Tom'a berbat bir şekilde muamele edilmişti.

Women are treated differently.

- Kadınlar farklı muamele görür.
- Kadınlara farklı biçimde davranılır.

Tom was treated there.

Tom orada tedavi edildi.

Tom was treated fairly.

Tom'a tarafsızca davranıldı.

Sami was treated differently.

Sami'ye ayrı davranılıyordu.

- Tom treated me like a kid.
- Tom treated me like a child.

Tom bana bir çocuk gibi davrandı.

The doctor treated her injury.

Doktor onu yarasını tedavi etti.

Tom treated Mary to dinner.

Tom Mary'ye akşam yemeği ısmarladı.

They were treated for hypothermia.

Onlar hipotermi nedeniyle tedavi edildiler.

The animals are treated well.

Hayvanlara iyi davranılır.

Have you ever treated children?

Hiç çocukları tedavi ettin mi?

Dr. Bell treated the patient.

Dr. Bell hastayı tedavi etti.

We always treated you well.

Biz her zaman sana iyi davrandık.

Tom treated me very well.

Tom bana çok iyi davrandı.

They have treated her well.

Onlar ona iyi davrandılar.

Tom has been treated unfairly.

Tom'a haksız şekilde davranıldı.

Tom has been treated fairly.

Tom'a adaletli şekilde davranıldı.

How are you being treated?

Nasıl tedavi ediliyorsun?

The doctor treated my shoulder.

Doktor omuzumu tedavi etti.

She treated her kids equally.

O, çocuklarına eşit olarak davrandı.

You will be treated kindly.

Size nazikçe davranılacak.

They treated us like family.

Onlar bize bir aile gibi davrandı.

Tom treated everybody the same.

Tom herkese aynı davrandı.

Mary treated her wounded knee.

Mary yaralı dizini tedavi etti.

The dentist treated my teeth.

Diş doktoru dişlerimi tedavi etti.

She treated him very well.

O ona çok iyi davrandı.

Tom treated Mary very well.

Tom Mary'ye çok iyi davrandı.

Tom was treated and released.

Tom tedavi edildi ve taburcu edildi.

Tom is being treated fairly.

Tom'a adil davranılıyor.

Sami is treated very well.

Sami'ye çok iyi davranılıyor.

Tom refused to be treated.

Tom tedavi edilmeyi reddetti.

- I have always treated you with kindness.
- I've always treated you with kindness.

Ben sana hep kibarca davrandım.

- I have always treated you with respect.
- I've always treated you with respect.

Ben sana her zaman saygı ile davrandım.

- I don't like being treated like this.
- I don't like being treated this way.

Böyle davranılmak hoşuma gitmiyor.

The girl treated her horse kindly.

Kız atına kibarca davrandı.

I know how Tom treated Mary.

Tom'un Mary'ye nasıl davrandığını biliyorum.

I'm being treated like a criminal.

Bana bir suçlu gibi davranılıyor.

I'm being treated like a child.

Bana bir çocuk gibi davranılıyor.

I like being treated like that.

Öyle davranılmayı severim.

They treated me like a criminal.

Onlar bana bir suçlu gibi davrandı.

Pedophiles are cruelly treated in prison.

Hapishanede pedofillere acımasızca davranılır.

I can't be treated like this.

- Ben böyle tedavi edilemem.
- Bana böyle davranılamaz.

Tom treated Mary like a child.

Tom Mary'ye bir çocuk gibi davrandı.

Tom treated me like a brother.

Tom bana bir erkek kardeş gibi davrandı.

I'm being treated at the hospital.

Ben hastanede tedavi ediliyorum.

You feel you've been treated unfairly?

Sana haksızca davranıldığını hissediyorsun.

She treated him like a king.

O, ona bir kral gibi davrandı.

You treated me like a child.

Bana çocuk gibi davrandın.

Tom treated Mary like a slave.

Tom Mary'ye bir köle gibi davrandı.

Tom treated Mary like a maid.

Tom Mary'ye bir hizmetçi gibi davrandı.

Tom treated Mary like a queen.

Tom Mary'ye bir kraliçe gibi davrandı.

I was betrayed and treated barbarically.

Bana ihanet edildi ve barbarca davranıldım.

Tom was treated like a king.

Tom'a bir kral gibi davranıldı.

We were all treated like lepers.

Hepimiz cüzzamlılar gibi davranıyorduk.

Everyone treated her like a princess.

Herkes ona bir prenses gibi davrandı.

Everyone treated Mary like a princess.

Herkes Mary'ye bir prenses gibi davranıyordu.

Tom deserves to be treated better.

- Tom daha iyi tedavi edilmeyi hak ediyor.
- Tom daha iyi davranılmayı hak ediyor.
- Tom daha iyi muamele edilmeyi hak ediyor.

Layla treated her son Sami poorly.

Leyla, oğlu Sami'ye kötü biçimde davranıyordu.

Tom should be treated with respect.

Tom'a saygıyla davranılmalı.

You yourself need to be treated!

Siz kendinizi tedavi ettirmelisiniz!

Tom is being treated for cancer.

Tom kanser tedavisi görüyor.

Tom needs to be treated fairly.

Tom'un adil bir şekilde tedavi edilmesi gerekiyor.

I was treated like a child.

- Çocuk muamelesi gördüm.
- Bana çocuk gibi davranıldı.

- We are tired of being treated like children.
- We're tired of being treated like children.

Çocuk gibi davranılmaktan bıktık.

- I'm tired of being treated like a child.
- I'm tired of being treated like a kid.

Bir çocuk gibi muamele görmekten bıktım.

- I am indignant about the way he treated me.
- I resent the way he treated me.

Onun bana davranma şekline kızıyorum.

The teacher treated all the students fairly.

Öğretmen bütün öğrencilere adil davrandı.

The substance must be treated with acid.

Bu madde, asite maruz kalmış olmalı.

My friends treated me to a meal.

Arkadaşlarım bana bir yemek ısmarladılar.

He complained of having been treated unfairly.

Haksız biçimde muamele edilmekten şikâyet etti.

I object to being treated like that.

- Böyle tedavi edilmeye itirazım var.
- Böyle davranılmaya itirazım var.

I treated her as my own daughter.

Ona kendi kızım gibi davrandım.

I don't want to be treated special.

Ben özel davranılmak istemiyorum.

I deserve to be treated with respect.

Saygıyla muamele görmeyi hak ediyorum.

He treated himself to a new car.

Kendini yeni bir arabayla ödüllendirdi.

The speaker treated the subject very briefly.

Konuşmacı konuyu çok kısa bir sürede işledi.

I want to be treated with respect.

Saygıyla davranılmak istiyorum.

She treated him for a broken leg.

Onun kırık bacağını tedavi etti.

I treated him like my own son.

Ben ona kendi oğlum gibi davrandım.

The doctor treated the patient with antibiotics.

Doktor antibiyotiklerle hastayı tedavi etti.