Examples of using "Taboo" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir tabu.
Bu, bir tabu.
Bu bir tabu.
Özellikle bekârete değer veren bir kültürde,
Bu konu tabudur.
bir tabu yıkılmıştı artık
Başkalarına bağımlı olmak tabudur.
Seks hala bir tabudur.
Senin neslin cinselliğin tabu olduğunu düşünüyordu.
Hiçbir tabu evrensel olarak bilinmiyor.
Özel kuvvetlerde, işkence bir tabudur.
Kadınların sigara içmesi yasaktı.
Ensest, neredeyse tüm kültürlerde bir tabudur.
mesela cadı bir doktor veya tabu bir meyve yemenin sonucu olarak.
O var, ama bu tabudur ve kimse bahsetmek istemez, çünkü ona bir isim vermeye gerek yoktur.