Translation of "Sweets" in Turkish

- He's eating sweets.
- He is eating sweets.

Tatlı yiyor.

He likes sweets.

O şekerlemeden hoşlanır.

Emily loves sweets.

Emily şekerlemeleri sever.

She loves sweets.

O, tatlıları sever!

I hate sweets.

Tatlıdan nefret ediyorum.

Share the sweets.

Tatlıları paylaşın.

Japanese sweets are lower in calories than Western sweets.

- Japon tatlıları, Batı tatlılarından kalori olarak daha düşüktür.
- Japon tatlıları, Batı tatlılarından daha düşük kalorilidir.

He can't resist sweets.

Şekerlemeye dayanamaz.

I willingly eat sweets.

İsteyerek tatlı yiyorum.

Tom's crazy about sweets.

- Tom tatlılara düşkündür.
- Tom tatlı delisidir.

My sister likes sweets.

- Kız kardeşim şekerleri sever.
- Kız kardeşim şekerlemeleri sever.

Cut back on sweets.

Şekerlemeyi azalt.

I'm cutting down on sweets.

Şekerlemeyi azaltıyorum.

I don't like these sweets.

Ben bu şekerler sevmiyorum.

She is partial to sweets.

O, tatlılara meyillidir.

I like to eat sweets.

Tatlı yemeyi severim.

- My sister likes sweets.
- My sister has a sweet tooth.
- My sister loves sweets.

Kız kardeşim şekerleri sever.

He had cut down on sweets.

O, şekerlemeyi azalttı.

Don't eat sweets between meal times.

Öğün aralarında tatlı yemeyin.

The sweets I ate were delicious!

Yediğim tatlılar lezzetliydi!

Tom has cut down on sweets.

Tom şekerli yiyecekleri azalttı.

Too many sweets make you fat.

Çok fazla tatlı sizi şişmanlatır.

- I like sweets.
- I like candy.

Şeker severim.

Please help yourself to the sweets.

Lütfen tatlıya buyurun.

I, on the other hand, prefer sweets.

Ben diğer taraftan tatlıları tercih ederim.

Too many sweets cause your teeth to decay.

Fazla şeker dişlerinde çürümeye sebep olur.

You shouldn't let children eat too many sweets.

Çocukların fazla tatlı yemelerine izin vermemelisin.

I have no more desire to eat sweets.

Benim daha fazla şeker yeme isteğim yok.

The dentist doesn't want you to eat sweets.

Dişçi şekerleme yemeni istemiyor.

Indeed, Japanese sweets go well with Japanese tea.

Gerçekten Japon tatlıları, Japon çayı ile iyi gider.

I always brush my teeth after eating sweets.

Ben her zaman tatlı yedikten sonra dişlerimi fırçalarım.

- We're out of candy.
- We're out of sweets.

Şekerimiz kalmadı.

- I can't resist sweet things.
- I can't resist sweets.

Tatlı şeylere dayanamam.

The cause of his toothache was overeating of sweets.

Onun diş ağrısının nedeni aşırı tatlı yemekti.

Mummy, could you give me money to buy sweets?

Anne, bana şekerleme satın almam için para verebilir misin.

To lose weight, you must cut back on sweets.

- Kilo kaybetmek için daha az tatlı yemelisin.
- Kilo kaybetmek için tatlıyı azaltmalısın.

Traditional Japanese sweets really do go well with Japanese tea.

Geleneksel Japon tatlıları gerçekten Japon çayı ile iyi gider.

The dentist would like you not to eat any sweets.

Dişçi herhangi bir tatlı yememeni ister.

The dentist does not want you to eat any sweets.

Dişçi herhangi bir tatlı yememeni istemez.

It is often said that sweets are bad for your teeth.

Genellikle şekerlemelerin dişleriniz için kötü olduğu söylenir.

I am getting fat because I eat a lot of sweets.

Çok şekerleme yediğim için şişmanlıyorum.

Not being able to eat sweets is an extremely painful thing.

Tatlı yiyememek oldukça acı verici bir şey.

- I have a sweet tooth.
- I like sweets.
- I like candy.

Şekerlemeleri severim.

The fat girl is eating too much sweets with lots of sugar.

Şişman kız çok şekerli bir sürü şekerleme yiyor.

She sells sweets so she can make a little bit of money.

Tatlı satıyor, ki biraz para kazanabilsin.

- The grandmother gives candies to her grandchildren.
- The grandmother gives sweets to her grandchildren.

Büyükanne torunlarına tatlılar vermektedir.

For my diet, I can't eat any more sweets for the next two months.

Diyetim için önümüzdeki iki ay artık tatlı yiyemem.

- Tom doesn't allow Mary to eat candy.
- Tom doesn't allow Mary to eat sweets.

Tom, Mary'nin şeker yemesine izin vermez.

Lots of children in industrialised countries are too fat because they eat too many sweets.

Endüstrileşmiş ülkelerdeki birçok çocuk çok fazla tatlı yediğinden çok şişman.

- Mom, can you give me money to buy candy?
- Mummy, could you give me money to buy sweets?

Anne, şeker almam için bana para verebilir misin?

- Lots of children in industrialised countries are too fat because they eat too many sweets.
- Lots of children in industrialised countries are too fat because they eat too much candy.

Endüstrileşmiş ülkelerdeki pek çok çocuk çok fazla şeker yemesi nedeniyle çok şişman.