Translation of "Store”" in Turkish

- Go to the store!
- Go to the store.

Mağaza gidin!

Stacker grocery store

istifçi bakkal

- The store deals in vegetables.
- This store sells vegetables.

Dükkân sebze satıyor.

- Where is the nearest store?
- Where's the nearest store?

En yakın mağaza nerede?

- We are closing the store.
- We're closing the store.

Dükkânı kapatıyoruz.

- “Everything for 50 rubles” is my favorite store.
- “One dollar store” is my favorite store.

- En sevdiğim mağaza ucuzluk pazarıdır.
- En sevdiğim mağazalar bin bir çeşitçilerdir.
- En hoşuma giden mağazalar 1001 çeşit AVM'lerdir.

- Unfortunately, the store was closed.
- Unfortunately the store was closed.

Ne yazık ki, mağaza kapalıydı.

- I go into the store.
- I'm going to the store.

Markete gidiyorum.

She opened her store.

Mağazasını açtı.Bitmedi...

This store sells vegetables.

Bu dükkan sebze satar.

That's a cheap store.

O ucuz bir mağaza.

Go to the store.

Mağazaya git.

Store at room temperature.

Oda sıcaklığında saklayın.

Our store is large.

Bizim mağazamız büyüktür.

Where is the store?

Mağaza nerede?

I hate this store.

Bu mağazadan nefret ediyorum.

I own this store.

Bu dükkânın sahibiyim.

The store was closed.

Mağaza kapalıydı.

I love that store.

O mağazayı seviyorum.

Father manages the store.

Babam mağazayı işletiyor.

Dan closed the store.

Dan mağazayı kapattı.

Tom closed the store.

Tom dükkanı kapattı.

I love this store.

Bu mağazayı seviyorum.

That store went bankrupt.

O mağaza iflas etti.

We closed the store.

Biz mağazayı kapattık.

Our store isn't open.

Bizim mağazamız açık değil.

I'm closing my store.

Mağazamı kapatıyorum.

I like this store.

Bu mağazayı seviyorum.

I'm inside the store.

Mağazanın içindeyim.

I'm inside a store.

Ben bir mağazanın içindeyim.

I'm the store manager.

Ben mağaza yöneticisiyim.

The store is open.

Mağaza açık.

Sami left the store.

- Sami dükkânı terk etti.
- Sami dükkândan ayrıldı.
- Sami mağazadan ayrıldı.

Sami entered the store.

- Sami dükkana girdi.
- Sami mağazaya girdi.

He bought a store.

- O bir mağaza satın aldı.
- O bir dükkan satın aldı.

- The store is closed Mondays.
- The store is closed on Mondays.

Mağaza Pazartesi günleri kapalıdır.

- I don't like this store.
- I do not like this store.

Bu mağazayı sevmiyorum.

- Tom went to the store.
- Tom has gone to the store.

Tom mağazaya gitti.

- The store sells fruit and vegetables.
- The store sells fruits and vegetables.

Dükkan meyve ve sebze satıyor.

- Is Mother going to the store?
- Is mom going to the store?

Annem mağazaya gidiyor mu?

- They sell used books in this store.
- This store sells used books.

Bu mağaza, kullanılmış kitapları satıyor.

- Tom has a store in Boston.
- Tom owns a store in Boston.

- Tom'un Boston'da bir mağazası var.
- Tom'un Boston'da bir dükkanı var.

- Tom works at a music store.
- Tom works in a music store.

Tom bir müzik mağazasında çalışıyor.

We got an abandoned store.

Terk edilmiş bir yer bulduk.

Where's the nearest department store?

En yakın mağaza nerede?

That is a reputable store.

Orası saygın bir mağazadır.

The store closes at eleven.

Mağaza on birde kapanır.

The toy store is closed.

Oyuncakçı kapalı.

That store is exceptionally expensive.

O mağaza son derece pahalı.

She went to that store.

O, o mağazaya gitti.

She manages a shoe store.

O bir ayakkabı mağazası yönetir.

I'm going to the store.

Markete gidiyorum.

The store deals in vegetables.

Dükkân, meyve ve sebze satıyor.

She opened a new store.

O, yeni bir mağaza açtı.

Do you remember that store?

O mağazayı hatırlıyor musun?

This store isn't very big.

Bu mağaza çok büyük değil.

Drive me to the store.

Beni mağazaya götür.

Tom is closing the store.

Tom dükkanı kapatıyor.

Where did you store them?

Onları nereye depoladın?

I don't like that store.

O mağazayı sevmiyorum.

Tom went to the store.

Tom mağazaya gitti.

What is your store like?

- Dükkânın neye benziyor?
- Mağazan neye benziyor?

He was at the store.

O, mağazadaydı.

The jewelry store is open.

Kuyumcu açık.

This store sells old books.

Bu dükkan eski kitap satar.

The store is closed Mondays.

Mağaza Pazartesi günleri kapalıdır.

Tom walked around the store.

Tom mağazayı dolaştı.

I'm going to a store.

Ben bir mağazaya gidiyorum.

My father manages a store.

Babam bir mağaza yönetir.

We run the store jointly.

Biz mağazayı birlikte çalıştırıyoruz.

Why is the store closed?

Mağaza neden kapalı?

Which is your favorite store?

Hangisi favori dükkanın?

Sam has a fish store.

Sam'in bir balık mağazası var.

The store is almost empty.

Mağaza neredeyse boş.

When will the store open?

Mağaza ne zaman açılacak?

The store is jam-packed.

Mağaza tıka basa dolu.

The store is already closed.

Mağaza zaten kapalı.

Tom walked into the store.

Tom mağazaya girdi.

That store is too far.

O mağaza çok uzak.

She went to the store.

O, mağazaya gitti.

That store sells kitchen-ware.

O mağaza mutfak gereçleri satıyor.

This store carries household equipment.

Bu dükkân ev aletleri satar.

That store employs twenty clerks.

O mağaza 20 tane satış elemanı çalıştırır.

That store sells men's wear.

O mağaza erkek giysisi satar.

That store gives good service.

O mağaza iyi hizmet veriyor.

Have you tried that store?

O mağazayı denedin mi?

That store employs eight clerks.

Bu dükkanda sekiz kâtip çalışır.

I go into the store.

Dükkana gidiyorum.

The store was relatively empty.

Mağaza nispeten boştu.

John went to the store.

John mağazaya gitti.

My father manages the store.

Babam mağazayı yönetir.

That store closed in 2013.

Bu mağaza 2013 yılında kapandı.