Translation of "Stolen" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Stolen" in a sentence and their turkish translations:

- Everything has been stolen.
- Everything's been stolen.

Her şey çalındı.

- My bicycle's been stolen.
- My bike was stolen.
- My bicycle has been stolen.

Bisikletim çalındı.

- My wallet has been stolen.
- My purse was stolen.
- My wallet's been stolen.

Cüzdanım çalındı.

- Her passport was stolen.
- His passport was stolen.

Onun pasaportu çalındı.

For stolen labor,

ödenmemiş borçlar;

What was stolen?

Ne çalındı?

Everything was stolen.

Her şey çalındı.

What's been stolen?

Ne çalındı?

It was stolen.

O çalındı.

It's been stolen.

O çalındı.

Nothing was stolen.

Hiçbir şey çalınmadı.

They've stolen everything.

- Her şeyi çalmışlar.
- Her şeyi çaldılar.

- I had my car stolen.
- The car was stolen.

Araba çalındı.

- My watch has been stolen.
- My watch was stolen.

Saatim çalındı.

- My wallet has been stolen.
- My wallet's been stolen.

Cüzdanım çalındı.

- It must've been stolen.
- It must have been stolen.

O çalınmış olmalı.

- My car's been stolen.
- My car has been stolen.

Arabam çalındı.

- My bicycle's been stolen.
- My bicycle has been stolen.

Bisikletim çalındı.

- Tom's car has been stolen.
- Tom's car was stolen.

Tom'un arabası çalındı.

- It was stolen.
- It's been stolen.
- It was played.

O çalındı.

- I had my bicycle stolen.
- My bicycle was stolen.
- Someone stole my bicycle.
- My bicycle's been stolen.
- My bicycle has been stolen.

Bir bisikletimi çaldı.

- Someone must've stolen your watch.
- Somebody must've stolen your watch.
- Someone must have stolen your watch.

Birisi saatini çalmış olmalı.

- I had my pen stolen.
- My pen has been stolen.

Kalemim çalındı.

- He has stolen from us.
- She has stolen from us.

O bizden çaldı.

His passport was stolen.

Onun pasaportu çalındı.

My camera was stolen.

Kameram çalındı.

It was probably stolen.

Muhtemelen çalındı.

My bicycle was stolen.

Benim bisikletim çalındı.

No money was stolen.

Hiç para çalınmadı.

My thermos was stolen.

Termosum çalındı.

My car was stolen.

Arabam çalındı.

My journal was stolen.

Dergim çalındı.

My microscope was stolen.

Mikroskobum çalındı.

Tom's truck was stolen.

Tom'un kamyonu çalındı.

I've never stolen anything.

Ben bir şey çalmadım.

The file was stolen.

Dosya çalındı.

My money was stolen.

- Param çalınmıştı.
- Param çalındı.

It was reported stolen.

Çalıntı bildirildi.

My stuff was stolen.

Benim eşyalarım çalındı.

Sami's boat was stolen.

Sami'nin kayığı çalınmıştı.

Sami's items were stolen.

Sami'nin şeyleri çalınmıştı.

My handbag was stolen.

El çantam çalındı.

Tom's bicycle was stolen.

Tom'un bisikleti çalındı.

Tom's identity was stolen.

Tom'un kimliği çalındı.

Sami's pickup was stolen.

- Sami'nin pikabı çalındı.
- Sami'nin plakçaları çalındı.

Tom's boat was stolen.

Tom'un botu çalındı.

Sami's car was stolen.

Sami'nin arabası çalındı.

My idea was stolen.

Benim fikrim çalındı.

- I had my watch stolen yesterday.
- My watch was stolen yesterday.

Dün saatim çalındı.

- Someone stole my passport.
- My passport was stolen.
- My passport's been stolen.

Benim pasaportum çalındı.

They found the stolen money.

Onlar çalınan parayı buldular.

I had my watch stolen.

Saatimi çaldırdım.

His bag was stolen yesterday.

Dün onun çantası çalındı.

I had my pen stolen.

Kalemimi çaldırdım.

I had my car stolen.

Arabamı çaldırdım.

I had my money stolen.

Paramı çaldırdım.

I had my camera stolen.

Kameramı çaldırdım.

She had her handbag stolen.

O el çantasını çaldırdı.

My cellphone has been stolen.

Cep telefonum çalındı.

My mobile has been stolen.

Cep telefonumu çaldırdım.

His mobile has been stolen.

Cep telefonu çalındı.

I got my notebook stolen.

Ben dizüstü bilgisayarımı çaldırdım.

Somebody has stolen my suitcase.

Biri benim bavulumu çaldı.

My laptop has been stolen.

Benim diz üstü bilgisayarım çalındı.

My watch has been stolen.

Saatim çalındı.

Tom reported his car stolen.

Tom çalınan arabasını bildirdi.

Yesterday, my wheelbarrow was stolen.

Dün el arabam çalındı.

I had my wallet stolen.

Cüzdanımı çaldırdım.

I had my bicycle stolen.

Ben bisikletimi çaldırdım.

Tom's car has been stolen.

Tom'un arabası çalındı.

My GPS device was stolen.

GPS cihazım çalındı.

My bike has been stolen.

Benim bisikletim çalındı.

My wallet was stolen yesterday.

- Cüzdanım dün çalındı.
- Dün cüzdanım çalındı.

Is all this stuff stolen?

Bütün bu eşyalar çalıntı mı?

My money has been stolen.

Param çalındı.

Tom had his camera stolen.

Tom kamerasını çaldırdı.

He had his wallet stolen.

O, cüzdanını çaldırdı.

Tom's passport has been stolen.

Tom'un pasaportu çalındı.

Have you ever stolen anything?

Bir şey çaldın mı hiç?

Someone has stolen Tom's guitar.

Birisi Tom'un gitarını çaldı.

Tom fenced the stolen jewels.

Tom çalıntı mücevherleri korudu.

Stolen money never bears fruit.

Çalıntı para asla meyve vermez.

Tom's bicycle has been stolen.

Tom'un bisikleti çalındı.

Jim had his camera stolen.

Jim kamerasını çaldırdı.

My luggage has been stolen.

Benim bagaj çalındı.

My bike was stolen yesterday.

Dün bisikletim çalındı.

He recovered his stolen wallet.

O, çalınan cüzdanını kurtardı.

Our wheelie bin was stolen.

Bizim tekerlekli çöp bidonumuz çalındı.

Tom had his wallet stolen.

Tom cüzdanını çaldırdı.

Someone has stolen our clothes.

Biri elbiselerimizi çaldı.