Translation of "Stays" in Turkish

0.036 sec.

Examples of using "Stays" in a sentence and their turkish translations:

Dude stays there.

Adam burada kaldı.

It stays with me.

Benimle kalıyor.

He never stays long.

O asla uzun süre kalmaz.

She never stays long.

O hiç uzun süre kalmaz.

Nothing stays the same.

Hiçbir şey aynı kalmaz.

Tom stays with us.

Tom bizimle kalıyor.

Tom never stays long.

Tom asla uzun kalmaz.

Everything stays the same.

Her şey aynı kalır.

That woman stays young.

O kadın genç kalıyor.

That stays between us.

Bu aramızda kalacak.

The door stays open.

Kapı açık kalır.

- He rarely stays home on Sunday.
- She rarely stays home on Sundays.
- She rarely stays home on Sunday.

O, pazar günü nadiren evde kalır.

Nobody stays in my country.

Hiç kimse ülkemde kalmıyor.

Life never stays the same.

Hayat asla aynı kalmaz.

Let's hope Tom stays healthy.

Tom'un sağlıklı kalacağını umalım.

What happens here, stays here.

Burada ne olursa, burada kalır.

Tom often stays out late.

Tom sık sık geç saatlere kadar dışarıda kalır.

This stays between us, OK?

Bu aramızda kalacak, tamam mı?

Tom stays out of trouble.

Tom beladan uzak durur.

Tom seldom stays out late.

Tom nadiren geç saatlere kadar dışarıda kalır.

Tom stays home all day.

- Tom bütün gün evde duruyor.
- Tom sabahtan akşama kadar evde oturur.

- I hope Tom stays in Australia.
- I hope that Tom stays in Australia.

Umarım Tom Avustralya'da kalır.

Jimmy often stays up all night.

Jimmy çoğunlukla bütün gece yatmaz.

He rarely stays home on Sunday.

O, pazar günü nadiren evde kalır.

Let's hope it stays that way.

Bunun o şekilde kalacağını umalım.

In war the law stays silent.

Savaşta hukuk sessiz kalır.

I hope it stays that way.

Ben o şekilde kalır umuyorum.

He stays in touch with her.

O, onunla temasını sürdürdü.

Kate stays in Izu on weekends.

Kate hafta sonları Izu'da kalır.

Everything flows and nothing stays still.

Her şey akar ve hiçbir şey sabit kalmaz.

The shop stays open all day.

Bütün gün açıktır dükkan.

Tom often stays up all night.

Tom genellikle bütün gece ayakta kalır.

See that Tom stays in bed.

Tom'un yatakta kaldığını gör.

Make sure Tom stays in bed.

Tom'un yatakta olduğundan emin ol!

Tom often stays out all night.

Tom sık sık bütün gece dışarıda kalır.

Make sure this door stays locked.

Bu kapının kilitli kaldığına emin olun.

I hope Tom stays in Boston.

Tom'un Boston'da kalacağını umuyorum.

And that then stays with us.

ve sonra bu bizimle kalıyor.

Mother stays at home every day.

Anne her gün evde kalır.

She stays in touch with him.

O, onunla temas halinde kalır.

Tom stays in touch with Mary.

Tom, Mary ile temasta kalmaktadır.

Tom often stays home on Sundays.

- Tom pazar günleri çoklukla evde kalır.
- Tom pazar günleri genelde evde takılır.
- Tom pazarları çoğu zaman evdedir.

Tom stays at home on weekends.

Tom hafta sonları evde kalır.

Tom pretty much stays at home.

- Tom oldukça çok evde kalır.
- Tom oldukça fazla evde kalır.

Tom never stays out all night.

Tom bütün gece dışarıda kalmaz.

Tom never stays anywhere very long.

Tom hiçbir yerde asla çok uzun süre kalmaz.

Tom stays with us every summer.

Tom her yaz bizimle kalır.

Tom stays in Boston on weekends.

Tom hafta sonları Boston'da kalır.

Tom seldom stays home on Monday.

Tom nadiren Pazartesi günü evde kalır.

Tom rarely stays home on Monday.

Tom nadiren pazartesi günü evde kalır.

- I hope the weather stays this way.
- I hope that the weather stays this way.

Ben havanın bu şekilde kalacağını umuyorum.

A climate that stays benign for eons --

sonsuzluk için iyi huylu kalan bir iklim.

Tom usually stays at five-star hotels.

Tom genellikle beş yıldızlı otellerde kalır.

He stays up till late at night.

Gece geç saatlere kadar yatmaz.

She sometimes stays up late at night.

Bazen gece geç saatlere kadar yatmaz.

Tom usually stays up late at night.

Tom genellikle gece geç saatlere kadar yatmaz.

Tom often stays up late at night.

Tom genellikle gece geç saatlere kadar kalır.

Tom stays in motels when he travels.

Tom seyahat ettiği zaman motellerde kalır.

What happens in Vegas, stays in Vegas.

Vegas'ta olanlar, Vegas'ta kalır.

Tom never stays more than a week.

Tom asla bir haftadan fazla kalmaz.

Make sure Tom stays out of trouble.

Tom'un beladan uzak kaldığından emin ol.

Tom sometimes stays up late at night.

- Tom bazen gece geç saatlere kadar uyumaz.
- Tom bazen gece geç saatlere kadar ayakta kalır.

Please make sure the dog stays outside.

Lütfen köpeğin dışarıda kaldığından emin ol.

Tom hardly ever stays home on Saturdays.

Tom cumartesi günleri evde neredeyse hiç kalmaz.

Tom usually stays up till after midnight.

Tom genellikle gece yarısı sonrasına kadar yatmaz.

This is the temple where he stays.

Bu onun kaldığı tapınaktır.

Kate stays in Izu over the weekend.

Kate hafta sonu boyunca Izu'da kalır.

He often stays up late at night.

O, sık sık gece geç saatlere kadar oturur.

After the operation he stays under observation.

Ameliyattan sonra gözlem altında kalıyor.

When Tom comes to Boston, he usually stays at a hotel, but sometimes he stays with us.

Tom Boston'a geldiğinde genellikle bir otelde kalır fakat bazen bizimle kalır.

It stays regional and disappears after a while

bölgesel olarak kalıyor ve yok oluyor bir süre sonra

- Mike always stays cool.
- Mike always remains calm.

Mike her zaman sakin kalır.

I don't care whether he leaves or stays.

- Onun gitmesi ya da kalması umurumda değil.
- İster gitsin ister kalsın umurumda değil.

The bank stays open from eight until two.

Banka sekizden ikiye kadar açık kalır.

Tom's wife always stays home with the kids.

Tom'un karısı her zaman çocuklarla evde kalır.

Tom never stays anywhere longer than three days.

Tom bir yerde üç günden daha uzun süre asla kalmaz.

Make sure Tom stays away from my daughter.

Tom'un kızımdan uzak kaldığından emin ol.

My brother often stays awake the whole night.

Erkek kardeşim sık sık bütün gece uyanık kalır.

Tom doesn't care whether Mary stays or not.

Mary'nin kalıp kalmayacağı Tom'un umurunda değil.

Tom often stays up most of the night.

Tom, sık sık gecenin çoğu kısmında yatmaz.

This is the hotel where Tom usually stays.

Bu Tom'un genellikle kaldığı otel.

Tom doesn't care whether Mary stays or goes.

Tom Mary'nin kalmasını ya da gitmesini umursamıyor.

The woman stays at home with the child.

Kadın çocukla evde kalıyor.

A part of my Lisa stays with me.

Lisa'nın bir parçası benimle kalıyor.

I don't care whether Tom stays or goes.

Tom'un kalacak ya da gidecek olması umurumda değil.

He often stays up most of the night.

Çoğu zaman gecenin büyük bölümü uyanıktır.

He often stays away from home on the weekend.

Hafta sonu sık sık evden uzakta kalır.

Tom always stays in bed until noon on Sundays.

Tom her zaman pazar günleri öğleye kadar yatakta kalır.

Whenever Tom comes to Boston, he stays with us.

Tom Boston'a her geldiğinde bizimle birlikte kalır.

Tom stays inside all day staring at the computer.

Tom tüm gün içeride bilgisayara bakarak duruyor.

As long as he stays, I will be happy.

O kaldığı sürece ben mutlu olacağım.

This is where Tom stays when he's in Boston.

Bu, Tom'un Bostonda iken kaldığı yer.