Translation of "Sometime" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Sometime" in a sentence and their turkish translations:

- Drop by sometime!
- Drop by sometime.

Bazen uğra!

- Come visit us sometime.
- Come visit us sometime!

Bir ara bizi ziyarete gel.

Try it sometime.

Bir gün onu dene.

Call me sometime.

Beni bazen ara.

- We will visit you sometime.
- We'll visit you sometime.

Bir ara seni ziyaret edeceğiz.

- Let's do this again sometime.
- Let's do this again sometime!

Arada sırada bunu gene yapalım!

Write me sometime, OK?

Bir ara bana yaz, tamam mı?

We should talk sometime.

Bazen konuşmalıyız.

Look me up sometime.

Bazen beni ara.

Please do that sometime.

Lütfen bunu bazen yap.

- I should do that sometime.
- I need to do that sometime.

Bunu bir ara yapmalıyım.

Come over for dinner sometime.

Bir gün akşam yemeği için uğra.

We should play golf sometime.

Bazen golf oynamalıyız.

We should hang out sometime.

Bir ara takılmalıyız.

Give me a call sometime.

Bir ara beni ara.

You should try it sometime.

Bir gün bunu denemelisin.

You should come by sometime.

Bazen uğramalısın.

We should get together sometime.

- Bir ara buluşmalıyız.
- Günün birinde buluşmalıyız.

Everyone has to go sometime.

Herkes bazen gitmek zorunda.

We should go out sometime.

Bir ara dışarı çıkmalıyız.

It had to happen sometime.

Bu bazen olmak zorundaydı.

Maybe we can talk sometime.

Belki bir ara konuşabiliriz.

Come and see us sometime.

Bir ara bizi görmeye gel.

Maybe I'll call you sometime.

Belki bir ara seni arayacağım.

Great! Let's get together sometime.

Harika! Bazen buluşalım.

I should go there sometime.

Bir gün oraya gitmeliyim.

You should get out sometime.

Bir ara dışarı çıkmalısın.

We should do that sometime.

Onu bir ara yapmalıyız.

Tom will do that sometime.

Tom onu bir gün yapacak.

You should do that sometime.

Bunu bir ara yapmalısın.

Will you do that sometime?

Bunu bazen yapacak mısın?

Tom should do that sometime.

Tom bunu bir gün yapmalı.

We should travel together sometime.

Bir ara birlikte gezmeliyiz.

Let's go fishing together sometime.

Bir ara beraber balık tutmaya gidelim.

Come and see me sometime.

Bir ara uğra da görüşelim.

- Come to watch us play music sometime.
- Come watch us play music sometime.

Bazen müzik çalmamızı izlemeye gelin.

- Tom ought to do that sometime today.
- Tom needs to do that sometime today.

Tom bugün bir ara bunu yapmalı.

I hope to see you sometime.

Bazen seni görmeyi umuyorum.

I'll pay you a visit sometime.

Sana bir ara uğrarım.

Everything that lives will die sometime.

Yaşayan her şey bir gün ölecek.

You should come with me sometime.

Bazen benimle gelmelisin.

We should do this again sometime.

Bir ara bunu tekrar yapmalıyız.

I'd like to meet Tom sometime.

Ben bir ara Tom'la tanışmak istiyorum.

I'd like to call you sometime.

Bir ara seni aramak istiyorum.

We should play squash together sometime.

Bir ara birlikte duvar tenisi oynamalıyız.

You ought to try it sometime.

Bir ara bunu denemelisin.

You really should try it sometime.

Gerçekten onu bir ara denemelisin.

I'll be there sometime after lunch.

Öğle yemeğinden sonra bir ara orada olacağım.

We all have to go sometime.

Bir ara hepimiz gitmek zorundayız.

I'll tell you about it sometime.

Sana bir ara bundan bahsedeceğim.

We should eat lunch together sometime.

Bazen birlikte öğle yemeği yemeliyiz.

Let me cook you dinner sometime.

Bir ara sana akşam yemeği pişireyim.

Let's go bowling together sometime soon.

Yakında bir ara bovlinge gidelim.

Why don't you drop around sometime?

Neden bir ara uğramıyorsun?

Why don't you come visit sometime?

Neden bazen ziyaret etmiyorsun?

Tom may be back sometime tomorrow.

Tom yarın bir ara dönebilir.

We should have a game sometime.

Biz bazen bir oyun oynamalıyız.

We should sing together again sometime.

Bir ara tekrar birlikte şarkı söylemeliyiz.

We should do that together sometime.

Bir gün onu birlikte yapmalıyız.

I want to do that sometime.

Onu bir ara yapmak istiyorum.

Why don't you call me sometime?

Neden beni bir ara aramıyorsun?

We should do that again sometime.

Onu bir ara tekrar yapmalıyız.

We can do that again sometime.

Onu bir ara yine yapabiliriz.

We can do this again sometime.

Bunu bir ara tekrar yapabiliriz.

I'm going to do that sometime.

Bunu bir gün yapacağım.

We should definitely hang out sometime.

Bir ara kesinlikle takılmamız gerek.

I'll give you a call sometime.

Seni bazen arayacağım.

I want to visit Boston sometime.

Bir ara Boston'u gezip görmek istiyorum.

Let's get together sometime next week.

- Haftaya bir gün toplanalım.
- Haftaya bir ara buluşalım.

I need to do that sometime.

Bunu bir ara yapmalıyım.

I'd like to go to France sometime.

- Bir gün Fransa'ya gitmek istiyorum.
- Bazen Fransa'ya gitmek istiyorum.

You might want to try it sometime.

Bir ara onu denemek isteyebilirsin.

I'd love to hear you sing sometime.

Bazen şarkı söylemeni duymak istiyorum.

I might need your help again sometime.

İleride tekrar yardımına ihtiyacım olabilir.

You have my number. Call me sometime.

Benim numaram sende var. Bir ara beni ara.

I'll tell you all about it sometime.

Bir gün sana onun hakkında her şeyi anlatacağım.

Come and visit us in Boston sometime.

Bazen gelin ve bizi Boston'da ziyaret edin.

Would you like to go out sometime?

Bir ara dışarı çıkmak ister misin?

Let me buy you a drink sometime.

Bir ara sana bir içki ısmarlayayım.

Perhaps we could get a drink sometime.

Belki bir ara içki alabiliriz.

Would you like to have dinner sometime?

Bir ara akşam yemeği yemek ister misin?

I want to try eating fugu sometime.

Bazen fugu yemeyi denemek istiyorum.

I think we should go out sometime.

Sanırım bir ara çıkmalıyız.

I should tell you about that sometime.

Bir ara sana ondan bahsetmem gerekiyor.

Let's meet sometime in the near future.

Yakın gelecekte bir ara görüşelim.

I hope to see you again sometime.

Seni bir ara tekrar görmeyi umuyorum.

I'll definitely sing that song sometime tonight.

O şarkıyı bu gece bir ara kesinlikle söyleyeceğim.

I might do that sometime next week.

Onu önümüzdeki hafta bir ara yapabilirim.

I need to see Tom sometime today.

Bugün bir ara Tom'u görmem gerekiyor.

I'm going to do that sometime today.

Onu bugün bir ara yapacağım.

I still hope to do that sometime.

Hâlâ onu bazen yapmayı umuyorum.

You need to do that sometime today.

Bunu bugün bir ara yapman gerekiyor.

I'd like to sing with you sometime.

Seninle bazen şarkı söylemek istiyorum.

Tom has to do that sometime today.

Tom bugün bir ara onu yapmak zorunda.

Tom is going to do that sometime.

Tom bunu bir ara yapacak.

I want to do that sometime today.

Bugün bir ara bunu yapmak istiyorum.