Translation of "Shift" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Shift" in a sentence and their turkish translations:

- Tom works the night shift.
- Tom works the late shift.

Tom gece vardiyasında çalışıyor.

It's an important shift.

Bu değişiklik önemlidir.

Press the Shift button.

Shift tuşuna basın.

What time's your shift?

- Mesain saat kaçta?
- Mesainiz saat kaçta?

Tom's shift is over.

Tom'un vardiyası bitti.

Shift into third gear.

Üçüncü vitese geç.

- I am the night shift nurse.
- I'm the night shift nurse.

Nöbetçi hemşire benim.

- Tom works the night shift.
- Tom is working the night shift.
- Tom has been working the night shift.

Tom gece vardiyasında çalışıyor.

Made a 180 degree shift.

180 derece döndü

He works the night shift.

O, gece vardiyasında çalışır.

How long was your shift?

Vardiyan ne kadar sürdü?

I'll take the first shift.

Ben ilk vardiyayı alacağım.

Tom works the late shift.

Tom geç vardiyada çalışmaktadır.

Tom's shift starts at midnight.

Tom'un vardiyası gece yarısı başlar.

Tom has the night shift.

Tom'un gece mesaisi var.

Tom works the night shift.

Tom gece vardiyasında çalışıyor.

Tom works the evening shift.

Tom akşam vardiyasında çalışıyor.

Mary works the lunch shift.

Mary öğle vardiyasında çalışır.

Tom works the midnight shift.

- Tom gece yarısı vardiyasında çalışır.
- Tom gece vardiyasında çalışır.

My shift ends at five.

Vardiyam saat beşte bitiyor.

Sami works the midnight shift.

Sami gece yarısı vardiyasında çalışıyor.

Tom's shift isn't over yet.

Tom'un vardiyası henüz bitmedi.

Tom's shift ends at midnight.

Tom'un vardiyası gece yarısı bitiyor.

Tom's shift begins at noon.

Tom'un vardiyası öğlen 12'de başlıyor.

They work the night shift.

Gece vardiyasında çalışıyorlar.

He works the evening shift.

Akşam vardiyasında çalışıyor.

Well, a shift happened in 1983.

1983'te bir şey oldu.

This is where the shift happens.

Değişimin gerçekleştiği an budur.

Your shift ends at 2:30.

Sizin vardiya 2.30'da biter.

Fadil was working a night shift.

Fadıl bir gece vardiyasında çalışıyordu.

Tom is working the night shift.

Tom gece vardiyasında çalışıyor.

Sami was working a late shift.

Sami geç bir vardiya çalışıyordu.

My shift starts at 2:30.

Benim vardiyam saat 2.30'da başlıyor.

Tom's shift ends at 2:30.

Tom vardiyası saat 2.30'da bitiyor.

Tom was late for his shift.

Mary vardiyası için geç kaldı.

Mary was late for her shift.

Mary vardiyasına geç kaldı.

Tom begins his shift at noon.

Tom'un vardiyası öğlen başlıyor.

- I think Tom works the night shift.
- I think that Tom works the night shift.

Sanırım Tom gece vardiyasında çalışıyor.

The day shift can finally take over.

Artık gündüz vardiyası işbaşı yapabilir.

Tom had to do a double shift.

Tom çift vardiya yapmak zorundaydı.

Tom finishes his shift at 2:30.

Tom vardiyasını saat 02.30'da bitirir.

Dan finished his shift at eight o'clock.

Dan vardiyasını saat sekizde bitirdi.

So I decided to shift to neuroscience –

böylece nörobilime geçmeye karar verdim-

Tom doesn't like working the graveyard shift.

- Tom gece vardiyasında çalışmayı sevmiyor.
- Tom, mezarlıklık vardiyasında çalışmayı sevmiyor.

- My shift's over.
- My shift is over.

Benim vardiyam bitti.

Tom finished his shift and went home.

Tom vardiyasını bitirdi ve eve gitti.

Sami began his shift at 6 pm.

Sami saat 18'de vardiyasında başladı.

Sami had to work a night shift.

- Sami gece vardiyasında çalışmak zorunda kaldı.
- Sami bir gece vardiyasında çalışmak zorundaydı.

He worked both the lunch and dinner shift.

O hem öğle hem de akşam yemeği vardiyasında çalıştı.

Tom didn't show up for his midnight shift.

Tom gece yarısı vardiyasına gelmedi.

- Tom works the night shift.
- Tom works nights.

Tom geceleri çalışıyor.

I only have an hour before my shift.

Vardiyamın öncesinde sadece bir saatim var.

I'm getting used to working the night shift.

Gece vardiyasında çalışmaya alışıyorum.

Tom is on the night shift this week.

Tom bu hafta gece vardiyasında.

Tom is on the day shift this month.

Tom bu ay gündüz vardiyasında.

Tom will be working the late shift tonight.

Tom bu gece geç vardiyada çalışıyor olacak.

Tom is working the night shift this week.

Tom bu hafta gece vardiyasında çalışıyor.

We will need to shift to a new paradigm

Yeni bir bakış açısı edinmemiz lazım,

And then there's a moment where the birds shift,

Sonra öyle bir an var ki,

We just have to shift our lives a little,

Bizim hayatlarımızı değiştirmemiz gerekiyor.

You're just trying to shift blame away from yourself.

Sadece suçu başkasına yüklemeye çalışıyorsun.

Starting next week, I'll be working the late shift.

Gelecek haftadan itibaren, geç vardiya çalışıyor olacağım.

Tom will be working the night shift on Monday.

Tom pazartesi günü gece vardiyasında çalışıyor olacak.

- I thought your shift ended a couple of hours ago.
- I thought that your shift ended a couple of hours ago.

Senin vardiyanın birkaç saat önce bittiğini sandım.

When you get on the highway, shift into fifth gear.

Otobana girdiğinizde beşinci vitese geçin.

A nurse on the night shift in a busy urban hospital

Kalabalık bir şehir hastanesinde gece nöbetindeki bir hemşire

With somebody new coming on to the shift every eight hours.

her sekiz saatlik vardiyada yeni biri geliyor.

Can we make an agreement that you're going to shift your language

dilimizi değiştirip bu duygulara kötü ve negatif

It's that time in the talk where I shift into second gear,

Konuşmanın ikinci vitese geçtiğim kısmına geldik.

Our perception of what physics is needs a bit of a shift.

Fiziğe dair bakışımızın biraz değişmesi gerek.

And then we move on to shift the sonic focus to another spot.

Sonra da sonik odak noktasını başka bir bölgeye taşıyabiliriz.

I'm on the late shift tonight and won't be home until around midnight.

Bu gece geç vardiyadayım ve gece yarısı civarına kadar evde olmayacağım.

It may take a few weeks to get used to working the night shift.

Gece vardiyasında çalışmaya alışmak birkaç hafta sürebilir.

- You'd better hurry up.
- You'd better get a move on.
- You'd better get a shift on.

Acele etsen iyi olur.

I'm sorry but Paul called in sick and I'm going to need you to work his shift.

Üzgünüm ama Paul hasta olduğunu bildirmek için aradı ve benim sana onun vardiyasını çalışman için ihtiyacım olacak.

And this is why they´ve chosen a politician who wants to make a 180º shift in the French

ve bu yüzden Fransız sisteminde 180 derece değişiklik yapmak isteyen bir başkan seçtiler.

In order to keep our feet warm we had to shift from one foot to another and keep moving.

Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.

- Have you ever driven stickshift?
- Have you ever driven manual?
- Have you ever driven with a standard shift transmission?

Sen hiç manuel araba sürdün mü?

By studying the Doppler shift of different galaxies, scientists have concluded that all of the galaxies are moving away from each other.

Bilim adamları farklı galaksilerin Doppler kaymalarını inceleyerek galaksilerin tümünün birbirlerinden uzaklaştıkları sonucuna vardılar.

Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours.

Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu.

- Then you'll have to hurry.
- Then you'll have to hurry up.
- Then you'll have to get a move on.
- Then you'll have to get a shift on.

O zaman acele etmelisin.

- Can you drive a stick shift?
- Can you drive manual?
- Can you drive stick?
- Can you drive a car with manual transmission?
- Can you drive a five speed?

Düz vites araba sürebilir misin?