Examples of using "Sadiq" in a sentence and their turkish translations:
"Senin adın...?" "Fadıl Sadık."
- Fadıl, Sadık caddesinde yaşıyordu.
- Fadıl, Sadık caddesinde oturuyordu.
Dr. Sadık hastaları kontrol etti.
Dedektif Sadık bebek ölümlerini soruşturdu.
- Fadıl, Sadık tıp merkezine kabul edildi.
- Fadıl, Sadık tıp merkezine yatırıldı.
Dr. Sadık, Leyla'nın kusmuğunda arsenik buldu.
Ekip, adli patolog Fadıl Sadık'ı da içeriyordu.
Jamal Sadiq siz misiniz? Ben büyük bir hayranım!
Görevde olan tek doktor Jamal Sadiq'tır.
Bay Sadıq'a haber verdim. O yolda.
Bu, Fadıl Sadık'ın gerçek hikayesidir.
Dr. Sadık toplulukta bir süper yıldızdı.
Fadıl Sadık'ın öldürülmesi araştırmacıları hayrete düşürdü.
Kurban 22 yaşındaki Fadıl Sadık olarak tanımlandı.
Dr. Sadık o ölüme neyin neden olduğu hakkında hiçbir fikri olmadığını daha sonra itiraf etti.
Bay Sadiq ile ilgili herhangi bir sorun ya da üzüntü yarattığım için gerçekten üzgünüm.