Translation of "Rural" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Rural" in a sentence and their turkish translations:

Layla lived in rural England.

Leyla, İngiltere kırsalında yaşıyordu.

In one of America's rural areas,

Amerika’nın en kırsal bölgelerinden birinde,

The rural areas, where farmers live.

köysel bölgeler, çiftçierin yaşadığı.

I live in a rural area.

Kırsal bir alanda yaşıyorum.

I don't like rural horror thrillers.

Ben kırsal korku gerilimini sevmiyorum.

Tom is from a rural area.

Tom bir kırsal alandan.

Tom liked living in rural Australia.

- Tom, kırsal Avustralya'da yaşamaktan hoşlanıyordu.
- Tom, Avustralya kırsalında yaşamaktan hoşlanıyordu.

Sami grew up in rural Egypt.

- Sami Mısır'ın kırsalında büyüdü.
- Sami Mısır'ın kırsal kesiminde büyüdü.

Layla grew up in rural England.

Leyla, İngiltere kırsalında büyüdü.

Layla lived in a rural area.

Leyla kırsal bir bölgede yaşıyordu.

And it's also about this rural life.

ve aynı zamanda kırsal yaşamla da ilgili.

And working with women in rural India.

yaşıyorum.

Those turks that live in rural areas

taşrada yaşayan türklerin

We spent our holiday exploring rural France.

Tatilimizi kırsal Fransa'yı keşfederek geçirdik.

Rural life appeals to me very much.

Kırsal yaşam beni çok fazla cezbediyor.

Rural environments are too quiet for me.

Kırsal ortamlar benim için çok sessiz.

Our farm is located in rural Nebraska.

Çiftliğimiz kırsal Nebraska'da yer almaktadır.

I want to live in rural areas.

Kırsal alanda yaşamak istiyorum.

Tom's church builds orphanages in rural Mexico.

Tom'un kilisesi Meksika kırsalında yetimhaneler inşa ediyor.

Sami was born in a rural community.

Sami kırsal bir toplulukta doğdu.

These rural villages are left with only elderly,

kırsal kesimlerde sadece kendilerini sefil yoksulluktan

Alongside all the general hardships of rural life,

Kırsal hayatın bütün olağan zorlukları bir yana,

You will soon be used to rural life.

Yakında kırsal yaşama alışacaksın.

Have you ever lived in a rural area?

Hiç kırsal alanda yaşadın mı?

Cities are more densely populated than rural areas.

Şehirlerin nüfus yoğunluğu kırsal kesimlerden daha fazla.

Fadil was raised in a small rural town.

Fadıl küçük bir kırsal kasabada büyüdü.

Sami dumped Layla's body in a rural area.

Sami, Leyla'nın cesedini kırsal alana attı.

It's said that Japan's rural landscape has changed greatly.

Japonya'nın kırsal manzarasının büyük ölçüde değiştiği söylenir.

Who are in rural, remote, hard to reach mountainous communities,

Bu programla kırsal, ücra, ulaşılması zor dağlık yerleşimlerde yaşayan öğrencileri

However, the old Turkish customs continue in more rural areas.

Fakat daha kırsal bölgelerde yine eski Türk adetleri devam ediyor

She is getting used to this rural life by degrees.

O, bu kırsal yaşama yavaş yavaş alışıyor.

It was too rural, too far away, didn't have much incentives.

Fazla kırsaldı, uzaktı, teşvikler vermiyordu.

In the rural areas, we have already mentioned a little difference

Kırsal bölgelerde ise az önce de belirtmiştik birazcık farklılık var

Nick looks down on anyone who comes from a rural area.

Nick kırsal alandan gelen birine tepeden bakıyor.

- I live in the country.
- I live in a rural area.

Kırsal bir alanda yaşıyorum.

In India, there are lots of rural areas around big towns.

Hindistan'da büyük şehirlerin etrafında birçok kırsal alan vardır.

The rural exodus depopulated entire villages in this region of Germany.

Kırsal göçü Almanya'nın bu bölgesindeki bütün köylerin nüfusunu azalttı.

It is said that Japanese rural villages had changed a lot.

Japon kırsal köylerinin çok değiştiği söylenir.

There are 60 million left-behind children scattered across China's rural landscape.

Çin'in kırsal kesimlerinde arkada bırakılmış 60 milyon çocuk var

It seems the rural area will be developed on a large scale.

Kırsal alan büyük ölçüde gelişecek gibi görünüyor.

I was able to learn about the rural life of Vietnam back then,

Vietnam'ın o zamanki kırsal yaşamını biliyordum,

Pay more attention to the urban, Europeanist voters, instead of the rural, euroskeptic

Senin gerçekten şehirlere daha fazla ilgi göstermen gerekiyor, kırsal avrupa şüpheci bölgeler

It was a system that dominated Russian rural life for the next 200 years.

Bu sistem Rus köylü hayatında gelecek 200 yıl boyunca sürecek bir sistemdi.

They spent their lives in a rural area with no opportunities, but now they're millionaires.

Hayatlarını fırsatlar olmadan kırsal bir bölgede geçirmişlerdi ama onlar şimdi milyoner.

This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years.

Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.

- Tom lives in the country.
- Tom lives in a rural area.
- Tom lives in the village.

Tom kırsal bir alanda yaşıyor.