Translation of "Reply" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Reply" in a sentence and their turkish translations:

Please reply.

- Lütfen cevaplayın.
- Lütfen yanıtla.

She didn't reply.

O, cevap vermedi.

Tom didn't reply.

Tom cevap vermedi.

Read and reply.

Oku ve yanıtla.

I didn't reply.

Cevap vermedim.

Should I reply?

Cevap vermeli miyim?

Here's Tom's reply.

İşte Tom'un cevabı.

Did Tom reply?

Tom cevap verdi mi?

Mary couldn't reply.

- Mary yanıtlayamadı.
- Mary cevap veremedi.

Sami won't reply.

Sami cevap vermeyecek.

Sami didn't reply.

- Sami cevap vermedi.
- Sami karşılık vermedi.

The reply is usually,

cevap genellikle şöyle,

We'd appreciate a reply.

Bir cevaba minnettar olurduk.

What did you reply?

Ne cevap verdin?

Please reply by telex.

Lütfen teleksle cevaplayın.

How did Tom reply?

Tom nasıl yanıtladı?

He made no reply.

O cevap vermedi.

Reply to my message.

- İletime yanıt verin.
- Mesajıma yanıt ver.

What was Tom's reply?

Tom'un cevabı neydi?

His reply was negative.

Cevabı olumsuzdu.

My reply was negative.

Benim cevabım olumsuzdu.

His reply was logical.

Onun cevabı mantıklıydı.

- Please respond.
- Please reply.

Lütfen cevaplayın.

Tom's reply was evasive.

Tom'un yanıtı baştan savmaydı.

Her reply was evasive.

Kaçamak yanıt verdi.

Tom got no reply.

Tom hiçbir yanıt almadı.

What did they reply?

Onlar neyi yanıtladılar?

What did she reply?

O ne cevap verdi?

What did Tom reply?

Tom neye cevap verdi?

Tom made no reply.

Tom cevap vermedi.

Thanks for your reply.

Cevabınız için teşekkürler.

She made no reply.

O cevap vermedi.

- What was Tom's response?
- What did Tom reply?
- How did Tom reply?

Tom'un yanıtı neydi?

- Tom didn't know how to reply.
- Tom doesn't know how to reply.

Tom nasıl cevap vereceğini bilmiyordu.

Our mother's reply to us

annemizin bize verdiği cevap ise

I would appreciate a reply.

Bir cevaba minnettar olurdum.

I waited for a reply.

Ben bir cevap bekledim.

Sorry I didn't reply sooner.

Kısa sürede cevap vermediğim için üzgünüm.

Tom didn't reply at once.

Tom hemen cevap vermedi.

Tom didn't attempt to reply.

Tom yanıtlamaya çalışmadı.

She waited for my reply.

O benim cevabımı bekledi.

Sorry for the late reply.

Geç cevap için özür dilerim.

I'm waiting for your reply.

- Cevabınızı bekliyorum.
- Cevabını bekliyorum.

Tom's reply didn't surprise anyone.

Tom'un cevabı kimseyi şaşırtmadı.

Please read my reply carefully.

Lütfen benim yanıtımı dikkatle oku.

Tom didn't get a reply.

Tom bir cevap almadı.

Thank you for your reply.

Yanıtınız için teşekkür ederim.

I'm waiting for a reply.

Ben bir cevap bekliyorum.

I didn't get a reply.

Bir cevap almadım.

Tom didn't receive any reply.

Tom herhangi bir cevap almadı.

Sami didn't reply to Layla.

Sami, Leyla'ya cevap vermedi.

- You must reply to that letter.
- You have to reply to the letter.

Mektuba cevap vermelisin.

- Tom didn't answer.
- Tom didn't reply.
- Tom didn't respond.
- Tom made no reply.

Tom cevap vermedi.

- I'm looking forward to your reply.
- I'm looking forward to receiving your reply.

Cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum.

- What was his answer?
- What was his reply?
- What did he say in reply?
- How did he answer?
- How did he reply?

Onun cevabı neydi?

- Don't forget to reply to her letter.
- Don't forget to reply to his letter.

Onun mektubunu cevaplamayı unutma.

The reply came after three days.

Üç gün sonra cevap geldi.

He didn't reply to my letter.

O, mektubuma cevap vermedi.

I can't reply to you immediately.

Sana hemen cevap veremem.

Should I reply to his letter?

Onun mektubunu cevaplamalı mıyım?

Tom doesn't know how to reply.

Tom nasıl cevap vereceğini bilmiyor.

Tom didn't know how to reply.

Tom nasıl cevap vereceğini bilmiyordu.

Tom was too stunned to reply.

Tom cevap veremeyecek kadar çok sersemlemişti.

- Did Tom respond?
- Did Tom reply?

Tom cevap verdi mi?

Tom didn't even bother to reply.

Tom cevap verme zahmetinde bile bulunmadı.

Please reply as soon as possible.

Lütfen mümkün olduğunca en kısa sürede cevap ver.

She didn't reply to my letter.

- O, mektubuma cevap vermedi.
- Mektubuma yanıt vermedi.

Tom is waiting for Mary's reply.

Tom, Mary'nin yanıtını bekliyor.

Santa didn't reply to Tom's letter.

Santa Tom'un mektubuna cevap vermedi.

You must reply to that letter.

O mektuba cevap vermelisiniz.

What did he reply to them?

O onlara ne cevap verdi?

Thank you for your prompt reply.

- Çabuk cevabın için teşekkür ederim.
- Hızlı cevabınız için teşekkür ederim.

Please reply in Chinese or English.

Lütfen Çince veya İngilizce cevap verin.

I'm still waiting for a reply.

Hâlâ bir cevap bekliyorum.

I don't expect you to reply.

Senin cevaplamanı beklemiyorum.

You don't have to reply today.

Bugün cevap vermek zorunda değilsin.

Please write me a reply soon.

- Lütfen kısa sürede bana bir cevap yaz.
- Lütfen bana kısa sürede bir cevap yaz.

Your prompt reply is urgently required.

Acil yanıtınız acilen gereklidir.

I wrote him a friendly reply.

Ona dostça bir cevap yazdım.

I apologize for the late reply.

Geç cevap için özür dilerim.

I didn't know how to reply.

Nasıl cevap vereceğimi bilmiyordum.

I don't know how to reply.

Nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum.

Tom is waiting for a reply.

Tom bir cevap bekliyor.

I have to reply to this letter.

Bu mektubu yanıtlamak zorundayım.

Tom left without waiting for a reply.

Tom bir cevap beklemeden ayrıldı.

I could reply to all of them.

Onların hepsine cevap verebildim.

He pressed me for a prompt reply.

O çabuk bir cevap için beni zorladı.

I'm looking forward to receiving your reply.

Cevabını almayı dört gözle bekliyorum.

Why don't you reply to my message?

Mesajıma neden yanıt vermiyorsun?

Don't forget to reply to her letter.

Onun mektubunu cevaplamayı unutma.

Tom didn't reply to Mary's email message.

- Tom, Mary'nin e-posta mesajına cevap vermedi.
- Tom, Mary'nin e-mailine yanıt vermedi.

Perhaps Tom is waiting for a reply.

- Belki Tom bir cevap beklemektedir.
- Tom yanıt bekliyordur belki.

The reply caused amusement on all sides.

Verilen cevap evlere şenlikti.