Translation of "Pupil" in Turkish

The pupil has to improve.

Öğrenci ilerlemek zorunda.

He is a promising pupil.

O umut verici bir öğrenci.

He was a promising pupil.

O umut verici bir öğrenciydi.

She is a promising pupil.

O geleceği parlak bir öğrenci.

She was a promising pupil.

O geleceği parlak bir öğrenciydi.

The shy pupil murmured his answer.

Utangaç öğrenci cevabını mırıldandı.

Plato was a pupil to Socrates.

Platon Sokrates'in öğrencisiydi.

The pupil was half asleep in class.

Öğrenci sınıfta uyukluyordu.

I'll try to be a model pupil.

- Model bir öğrenci olmaya çalışacağım.
- Örnek bir öğrenci olmaya çalışacağım.

The young boy was a good pupil.

Genç çocuk iyi bir öğrenciydi.

According to my teacher, I'm a good pupil.

Öğretmenime göre ben iyi bir öğrenciyim.

The teacher called the pupil to the blackboard.

Öğretmen öğrenciyi tahtaya çağırdı.

- I'm not a student.
- I'm not a pupil.

Öğrenci değilim.

The pupil held up his hand to ask a question.

Öğrenci bir soru sormak için elini kaldırdı.

When the pupil is ready to learn, a teacher will appear.

Öğrenci öğrenmeye hazır olduğu zaman, öğretmen çıkagelir.

- A teacher must not laugh about a pupil who has made a mistake.
- A teacher must not laugh at a pupil who made a mistake.

Bir öğretmen hata yapan bir öğrenciye gülmemeli.

- The pupil was punished for smoking.
- The student was punished for smoking.

Öğrenci sigara içtiği için cezalandırıldı.

A teacher must not laugh at a pupil who made a mistake.

Bir öğretmen, hata yapan bir öğrenciye gülmemelidir.

A teacher should never make fun of a pupil who makes a mistake.

Bir öğretmen hata yapan bir öğrenci ile asla alay etmemelidir.

A teacher should never laugh about a pupil who has made a mistake.

Bir öğretmen hata yapan bir öğrenciye asla gülmemeli.

- Every pupil is supposed to know the school regulations.
- All students are supposed to know the school regulations.
- Every student is supposed to know the school regulations.

Her öğrencinin okul yönetmeliklerini bilmesi gerekiyor.