Examples of using "Prone" in a sentence and their turkish translations:
O öfkeye eğilimliydi.
İsimleri unutmaya eğilimliyim.
O heyecanlanmaya eğilimlidir.
Leyla öfkelenmeye yatkın bir kişidir.
Genç insanlar şeytana uymaya eğilimlidir.
- Tom abartmaya eğilimlidir.
- Tom mübalağa etmeye meyillidir.
Genç insanlar günah işlemeye eğilimlidir.
daha çok risk alma eğilimde oldukları artık bir sır değil
Çocuğumun uyuşturucu almaya eğilimli olabileceğinden korkuyorum.
Bir araştırmaya göre, büyük kadınlar ikizleri olmaya daha yatkındır.
Bebeğiniz pişiklere eğilimli ise, bebeğinizin altını temizledikten sonra bebek bezi kremi, toz veya vazelin uygulamak isteyebilirsiniz.
Kendi dilinden başka bir dilde cümleler eklemekten kaçınmalısın, çünkü ana dilinde ya da lehçende yazmadıkça birçok hata yapmaya eğilimlisin.
Güzel kokudan hoşnut olan RAB içinden şöyle dedi: "İnsanlar yüzünden yeryüzünü bir daha lanetlemeyeceğim. Çünkü insanın yüreğindeki eğilimler çocukluğundan itibaren kötüdür. Şimdi yaptığım gibi bütün canlıları bir daha yok etmeyeceğim."