Examples of using "Prevented" in a sentence and their turkish translations:
Bu önlenebilirdi.
Ben buna engel olabilirdim.
Onu gelmekten ne engelledi?
Bunu önleyemezdim.
Bu önlenebilir miydi?
Senin çalışmanı ne engelledi?
Bu bir iç savaş engelledi.
Bunun olmasını engelleyebilirdim.
Bunu önleyebilseydim önlerdim.
- Erken gelmeni ne engelledi?
- Erken gelmene ne mâni oldu?
Acil iş onun gitmesini engelledi.
Acil iş onun gelişini engelledi.
Yağmur gitmemi engelledi.
Yağmur gelmemi engelledi.
Kötü hava yelkenli ile gitmelerini engelledi.
Kötü hava başlamamızı engelledi.
Dün onun gelmesini ne önledi?
Dün gelmeni engelleyen neydi?
Yoksulluk onun okula devam etmesini engelledi.
Hastalık onun dışarı çıkmasını engelledi.
Kötü hava yola çıkmamızı engelledi.
Kötü hava gitmemizi engelledi.
Onun zamanında müdahale salgını engelledi.
İtfaiye, yangını önledi.
Kaza onun gelişini engelledi.
- Fırtına beni ayrılmaktan alıkoydu.
- Fırtına benim yola çıkmama engel oldu.
Hastalık yurt dışına gitmemi engelledi.
Hastalık dışarı çıkmamı engelledi.
Tom, Mary'nin onu yapmasını engelledi.
Tom'un bunu yapmasını ne engelledi?
- Tom'u dün gelmekten alıkoyan neydi?
- Tom'un dün gelmesine ne engel oldu?
Bu önlenemez bir hastalıktır.
Belki bunun olmasını engelleyebilirdik.
Sanırım o kaza önlenebilirdi.
ki bu da daha çok risk almalarına engel oldu.
Yangın yetersiz tedbirlerle önlenemez.
Yağmur beyzbol oynamamızı engelledi.
Yağmur yürüyüş yapmamızı engelledi.
Yağmur onun buraya gelmesini engelledi.
Yağmur dışarı çıkmamı engelledi.
Kötü hava gitmemizi engelledi.
Kötü hava yola çıkmamı engelledi.
Tayfun, uçağımızın kalkmasını engelledi.
Fakirlik onun çalışmalarına devam etmesini engelledi.
Hastalık, onun toplantıya katılmasına mâni oldu.
Hastalık, Jim'in toplantıya katılmasına mâni oldu.
Hastalık Jane'in okula gitmesini engelledi.
Hastalık seni aramamı engelledi.
Grip onun golf oynamasını engelledi.
Fırtına dışarı çıkmamızı engelledi.
Şiddetli yağmur gidişimi engelledi.
Kar oraya gitmemi engelledi.
Kar dışarı çıkmamı engelledi.
Hastalık beni okula gelmekten alıkoydu.
Şiddetli kar yağışı trenin gidişini engelledi.
Hastalık okula gitmemi engelledi.
Onun utancı onu yapmasını engelledi.
Kar, treni seferden alıkoydu.
Hastalık onun partiye katılmasını engelledi.
O tayfun dışarı çıkmamı engelledi.
Yardımın benim mahvolmamı engelledi.
Hastalık onun geziye çıkmasını engelledi.
Hastalık yolculuğa çıkmamı engelledi.
Hastalık onun işini yapmasını engelledi.
Bu durumu nasıl önleyebilirdik?
Hastalık onun partiye katılmasını engelledi.
- Senin dün buraya gelmeni ne engelledi?
- Sizin dün buraya gelmenizi ne engelledi?
Kar zamanında varmamızı engelledi.
Ani bir hastalık oraya gitmesini engelledi.
Konsere gelmene ne mani oldu?
Yağmur dışarıda tenis oynamamızı engelledi.
Olay onun Amerika'ya gitmesini engelledi.
- Sis uçakların kalkışını engelledi.
- Sis uçakların havalanmasına mâni oldu.
Hastalık partiye gitmemi engelledi.
Onun ani gelişi onun dışarı çıkmasını engelledi.
Kötü hava balık tutmaya gitmemi engelledi.
Şiddetli kar dışarı çıkmamı engelledi.
Şiddetli yağmurdan dolayı evden çıkamadık.
Sel, nehri geçmemi engelledi.
Kuvvetli yağış dışarı çıkmama izin vermedi.
Bir fırtına uçağın kalkmasını engelledi.
Fırtına zamanında ulaşmamızı engelledi.
Onun hastalığı onun partiye katılmasını engelledi.
Fırtına onun zamanında ulaşmasını engelledi.
Kar uçağın kalkmasını engelledi.
Şiddetli yağmur onların oraya gitmesini engelledi.
Şiddetli yağmur balık tutmaya gitmemizi engelledi.
Tayfun bizim Tokyo'ya geri dönmemizi engelledi.
Trafik kazası treni yakalamamı engelledi.
Ekmek parçaları bırakmak kaybolmalarını önledi.
- Kalın sis uçağın kalkmasını engelledi.
- Kalın sis, uçağı kalkıştan alıkoydu.