Examples of using "Passenger" in a sentence and their turkish translations:
Ben bir yolcuydum.
İki yolcu gemisi battı.
İki yolcu gemisi battı.
İki yolcu treni Şangay'da çarpıştı.
Bu otuz kişilik bir yolcu otobüsü.
Tom yolcu penceresinden dışarıya baktı.
Tom yolcu koltuğundaydı.
Tom Mary için yolcu kapısını açtı.
Her yolcu binmeden önce iki kez araştırılır.
Tom ön yolcu koltuğuna oturdu.
Tom Mary'nin yanındaki yolcu koltuğuna oturdu.
Onlar neden bir yolcu listesi düzenlemedi?
Bir yolcu uçağı ABD'ye havalandı.
Tom ön yolcu koltuğunda oturuyor.
yanında orta yaşlı kızı var
Bir yolcu bayıldı ama ev sahibi onu canlandırdı.
Bu bir kargo gemisi, bir yolcu gemisi değil.
Bir yolcu bayıldı ama hostes onu ayılttı.
Tom eğildi ve yolcu yan kapısını açtı.
- Tom ön yolcu koltuğunda oturacak.
- Tom ön koltukta oturacak.
Yolcu koltuğunda bıraktığım çanta kaybolmuş!
Tom yolcu tarafından arabadan indi.
Amerika Birleşik Devletleri milyarlarca dolar değerinde yolcu uçakları ihraç etmektedir.
Tom'un arabasının yolcu koltuğunda bir kadın vardı.
Her yolcu için iki parça bagaj limiti vardır.
Bir uçuş görevlisi yolcu uçağının enkazından kurtarıldı.
Rosa Parks, beyaz bir yolcuya koltuğunu bırakmayı reddetti.
Tom yanındaki yolcu koltuğuna büyük bir piknik sepeti koydu.
Orient-Express, dünyanın en ünlü lüks yolcu trenlerinden biridir.
Kaza olduğunda neredeyse otobüsteki yolcuların hepsi uyuyordu.
Araba kazası sonucunda şoför ciddi şekilde yaralanırken yolcu da öldü.
Orient Express, Paris, Fransa ve İstanbul arasında çalışan lüks bir yolcu treniydi.
Lockheed skandalı büyük Amerikan uçak üreticisi Lockheed ile ilgili dünya çapında bir rüşvet skandalıdır.Şubat 1976 da su yüzüne çıktı ve esas olarak yolcu uçaklarının sözleşmelerinin kabulüne odaklandı.