Translation of "Organization”" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Organization”" in a sentence and their turkish translations:

The organization failed.

Organizasyon başarısız oldu.

In our political organization.

ileten kişi oldu.

We're an apolitical organization.

Biz apolitik bir organizasyonuz.

It's an awesome organization.

Müthiş bir organizasyon.

This organization was named ergenekon

işte bu örgüte ergenekon adı verilmişti

Working with a local health organization,

Yerel sağlık kuruluşları ile çalışarak

China joined the World Trade Organization.

Çin, Dünya Ticaret Örgütü'ne katıldı.

Brought together with the terrorist organization

terör örgütü ile yan yana getirildi

This was called ergenekon terrorist organization

buna da ergenekon terör örgütü denmişti

An organization that provides video conferencing

görüntülü konferans sağlayan bir kuruluş

Post stands for PTT, Telegraph Organization

PTT'nin açılımı ise Posta,Telgraf Teşkilatı

Or happening in the families' organization

veya ailelerin organizesinde gerçekleşiyor

We must beef up our organization.

Kuruluşumuzu güçlendirmeliyiz.

That organization depends on voluntary contributions.

Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.

WHO stands for World Health Organization.

WHO, Dünya Sağlık Örgütü anlamına gelir.

I'm the spokesperson for this organization.

Bu organizasyonun sözcüsüyüm.

This organization cannot exist without you.

Bu organizasyon/örgüt sensiz varolamaz.

She's a member of this organization.

O bu organizasyonun bir üyesidir.

We are a suicide prevention organization.

- Biz bir intihar önleme organizasyonuyuz.
- Biz bir intihar önleme örgütüyüz.

Our organization aims to prevent suicides.

Örgütümüz intiharları önlemeyi amaçlıyor.

Atheism is a non-prophet organization.

- Ateizm peygambersiz bir organizasyondur.
- Ateizm, peygamberi olmayan bir örgüttür.

Tom works for an international organization.

Tom uluslararası bir kuruluşta çalışıyor.

In 2011, the World Health Organization estimated

2011'de Dünya Sağlık Örgütü, yalnızca üye Batı Avrupa devletlerinde

The group is called a terrorist organization

gruba terör örgütü adı verilip

Wanted to reconcile with the terrorist organization

terör örgütü ile bağdaştırmak istedi

The organization furnished the refugees with food.

Örgüt, mültecilere yiyecek sağladı.

Have you heard anything about the organization?

Organizasyon hakkında bir şey duydunuz mu?

The Bharatiya Janata Party is an organization.

Bharatiya Janata Party bir örgüttür.

She is a member of this organization.

Bu kuruluşun bir üyesidir.

Tom is a member of this organization.

Tom bu örgütün bir üyesidir.

This organization relies entirely on voluntary donations.

Bu örgüt tamamen gönüllü bağışlara dayanmaktadır.

The United Nations is an international organization.

Birleşmiş milletler uluslararası bir organizasyon.

- The Red Cross is a not-for-profit organization.
- The Red Cross is a non-profit organization.

Kızılhaç kar amacı olmayan bir örgüttür.

- She is playing an important role in our organization.
- He is playing an important role in our organization.

- O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.
- O, organizasyonumuzda önemli bir rol oynuyor.

Off of the strengths that each organization brings,

birlikte hareket ettiğimizden emin olabiliriz;

I talked to an organization who recently decided

Yakın zamanda Y kuşağını elde tutmak amaçlı

Engagement, creativity and innovation flourish in the organization.

yakınlaşma, yaratıcılık ve inovasyon organizasyon içinde ortaya çıkıyor.

Competencies that go in line with your organization.

kurumunuzla uygun düşen yetenekleri olan insanları seçebilirsiniz.

One organization allegedly controls the European drug market.

İddialara göre, bir örgüt Avrupa uyuşturucu piyasasını kontrol ediyor.

Armenia joined the World Trade Organization in 2003.

Ermenistan 2003'te Dünya Ticaret Örgütü'ne katıldı.

WHO is the abbreviation for World Health Organization.

WHO Dünya Sağlık Örgütü için kullanılan bir kısaltmadır.

What kind of research does the organization do?

Organizasyon ne tür araştırma yapar?

It's an old organization that uses secret rituals.

Bu, gizli dinsel törenleri kullanan eski bir örgüt.

She has an important role in our organization.

Organizasyonumuzda çok önemli bir rolü var.

China joined the World Trade Organization in 2001.

Çin, 2001'de Dünya Ticaret Örgütü'ne katıldı.

- The small companies were absorbed into a big organization.
- The small company was taken over by a large organization.

Küçük şirket, büyük bir organizasyon tarafından devralındı.

Within their organization, I call it a SWAT analysis.

yapmak zorundalar. Ben buna SWAT analizi diyorum.

Whether you have a charity or some other organization,

isterseniz bir hayır kuruluşunuz ya da bir organizasyonunuz olsun,

And that was an example of organization and creativity

ve tarihin en büyük hapishane firarıyla sonuçlanan

The organization plays a principal role in wildlife conservation.

Örgüt, yaban hayatı korumasında başlıca rol oynar.

The organization is not connected with any political parties.

Organizasyon herhangi bir siyasi partiyle bağlantılı değildir.

She is playing an important role in our organization.

O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.

My organization has been working on this from its inception.

Benim kuruluşum başladığından beri bunun üzerinde çalışıyor.

In other words, an organization called Anadolu bacıları was established.

Yani Anadolu bacıları adında bir teşkilat kuruldu

The organization is concerned with the welfare of the aged.

Organizasyon yaşlıların refahı ile ilgilidir.

This organization was founded one hundred and eleven years ago.

Bu organizasyon yüz on bir yıl önce kuruldu.

Such a criminal organization leader has no job in the parliament

Böyle bir suç örgütü liderinin mecliste işi yok

The chairperson has been associated with the organization for ten years.

Başkanın on yıldır örgüt ile ilişkisi vardır.

That calls NATO and even the World Trade Organization into question.

Bu durum NATO'nun, hatta Dünya Ticaret Örgütü'nün bile varlığını sorgulamaya açık hale getirdi.

Tom was named the head of the organization after the director retired.

Müdür emekli olduktan sonra Tom kuruluşun başına tayin edildi.

He was named the head of the organization after the director retired.

Müdür emekli olduktan sonra kurumun başına o getirildi.

We appreciate the opportunity you've given us to learn more about your organization.

Kuruluşunuz hakkında daha fazla bilgi edinmek için bize vermiş olduğunuz fırsat için teşekkür ederiz.

The Society for Protection of Nature is a non-profit, non-governmental organization.

Doğa Koruma Derneği kar amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşudur.

That organization disseminates a lot of information, none of which can be trusted.

O örgüt hiçbiri güvenilir olamayacak kadar çok bilgiyi yaymaktadır.

I've been a member of this organization for five years. Oh wait, no. Six.

Ben beş yıldır bu organizasyonun bir üyesiyim. Oh bekle, hayır. Altı.

The Palestinian Liberation Organization, which had formed in the 1960s to seek a Palestinian

Filistin Kurtuluş Örgütü 1960'larda Filistinlilerin kurulması için kurulmuştu

Along with this increase, there has been a change in the world's economic organization.

Bu artış ile birlikte, dünyanın ekonomik organizasyonda bir değişiklik oldu.

The regional organization played a key role in mediating the Ethiopia-Eritrea diplomatic crisis.

Bölgesel örgüt, Etiyopya-Eritre diplomatik krizine aracılık etmede kilit bir rol oynadı.

The Japanese pay more attention to the group or the organization than to the individual.

Japonlar grup ya da organizasyona bireyden daha fazla dikkat etmektedir.

The fact that CHina had joined the World Trade Organization was a symptom of something bigger.

Çin'in Dünya Ticaret Örgütü'ne katıldığı gerçeği daha büyük bir şeyin belirtisiydi.

According to the World Health Organization, about 1.25 million people die from road traffic accidents each year.

Dünya Sağlık Örgütüne göre, trafik kazaları nedeniyle her yıl yaklaşık 1,25 milyon insan ölmektedir.

Since in this organization they're all chiefs and no Indians, it's a wonder any decisions get made.

Bu kuruluşta onların hepsi patron olduğu ve Hintli olmadığı için, herhangi bir karar alınması bir mucize.

According to the "Levada Center" organization, approximately 70% of Russians have never been outside of the former USSR.

"Levada Center" örgütüne göre, Rusların yaklaşık %70'i eski SSCB dışına hiç çıkmamıştır.

Antibiotic-resistant bacteria pose one of the biggest threats to global health, according to the World Health Organization.

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre antibiyotiğe dirençli bakteriler, küresel sağlığa yönelik en büyük tehditlerden birini oluşturuyor.

The World Health Organization says alcohol abuse is the third leading cause of death and disability in the world.

Dünya Sağlık Örgütü alkolün kötü kullanımının dünyada ölümün ve sakatlığın önde gelen üçüncü sebebi olduğunu söylüyor.

Food prices are at their highest level since the United Nations Food and Agriculture Organization began keeping records in 1990.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Kurumu 1990'da kayıt tutmaya başladığından beri, yiyecek fiyatları en yüksek seviyesindedir.

The incident came in the wake of Al-Qaeda's admission of responsibility, in a statement published by the organization, for an attack that targeted the republican palace in the city of Al-Mukalla in southern Yemen and resulted in the deaths of 30 officers and soldiers.

Olay, Yemen'in güneyindeki El-Mukalla şehrindeki başkanlık sarayını hedefleyen ve 30 asker ve subayın ölümüyle sonuçlanan saldırının sorumluluğunun El Kaide tarafından yayınlanan bir bildiri ile üstlenilmesinden sonra meydana geldi.

Everyone, as a member of society, has the right to social security and is entitled to realization, through national effort and international co-operation and in accordance with the organization and resources of each State, of the economic, social and cultural rights indispensable for his dignity and the free development of his personality.

Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.