Translation of "Musician" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Musician" in a sentence and their turkish translations:

I'm a musician.

- Ben bir müzisyenim.
- Müzisyenim.

- Tom is an excellent musician.
- Tom is an outstanding musician.

Tom çok iyi bir müzisyendir.

You're a good musician.

Sen iyi bir müzisyensin.

Tom is a musician.

Tom bir müzisyen.

She married a musician.

O, bir müzisyenle evlendi.

Are you a musician?

Bir müzisyen misiniz?

Who's your favorite musician?

En sevdiğin müzisyen kimdir?

Aren't you a musician?

Sen bir müzisyen değil misin?

Everybody loves the musician.

Herkes müzisyeni sever.

Isn't Tom a musician?

Tom bir müzisyen değil mi?

- I want to become a musician.
- I want to be a musician.

Bir müzisyen olmak isterim.

- You're not a musician, are you?
- You aren't a musician, are you?

Sen bir müzisyen değilsin, değil mi?

Beethoven was a great musician.

Beethoven, büyük bir müzisyendi.

She is a natural musician.

O, doğuştan müzisyen.

He's a very fine musician.

O çok iyi bir müzisyendir.

He became a great musician.

O büyük bir müzisyen oldu.

I am a Monegasque musician.

Ben Monakolu bir müzisyenim.

He is a good musician.

O iyi bir müzisyen.

Tom is a good musician.

Tom iyi bir müzisyendir.

He is an excellent musician.

O mükemmel bir müzisyendir.

Tom's father is a musician.

Tom'un babası bir müzisyen.

Tom isn't a professional musician.

Tom profesyonel bir müzisyen değil.

Tom is a professional musician.

Tom profesyonel bir müzisyen.

Tom is an aspiring musician.

Tom gelecek vadeden bir müzisyen.

He was a great musician.

O, büyük bir müzisyendi.

Who's your favorite country musician?

Senin favori Amerikan folk müziği sanatçın kim?

Who's your favorite bluegrass musician?

Favori bluegrass müzisyenin kim?

Who's your favorite Korean musician?

Favori Koreli müzisyenin kimdir?

He wasn't a good musician.

İyi bir müzisyen değildi.

He was a poor musician.

O fakir bir müzisyendi.

Tom is a great musician.

Tom büyük bir müzisyen.

Tom is an excellent musician.

Tom mükemmel bir müzisyendir.

I've always been a musician.

Ben hep bir müzisyen oldum.

Tom is a talented musician.

Tom yetenekli bir müzisyendir.

Tom is an accomplished musician.

Tom başarılı bir müzisyendir.

Tom is a jazz musician.

Tom bir caz müzisyeni.

Tom is a gifted musician.

- Tom üstün yetenekli bir müzisyen.
- Tom doğuştan kabiliyetli bir müzisyen.

Tom is a street musician.

Tom bir sokak müzisyenidir.

Tom isn't a good musician.

Tom iyi bir müzisyen değil.

Who's your favorite Canadian musician?

En sevdiğiniz Kanadalı müzisyen kim?

Sami is a live musician.

- Sami canlı müzik yapıyor.
- Sami bir canlı müzik sanatçısı.

- I thought Tom was a musician.
- I thought that Tom was a musician.

Tom'un müzisyen olduğunu düşündüm.

- I know that Tom is a musician.
- I know Tom is a musician.

Tom'un müzisyen olduğunu biliyorum.

Engineer, inventor, mathematician, anatomist, musician, sculptor,

mühendisi, mucidi, matematikçisi, anatomisti, müzisyeni, heykeltraşı,

The musician left his family poor.

Müzisyen, ailesini yoksul bıraktı.

Tom is something of a musician.

- Tom bir parça müzisyen.
- Tom müzisyen gibi bir şey.

The musician beat his drums loudly.

Müzisyen davulunu yüksek sesle çaldı.

Because he was a great musician.

Çünkü o büyük bir müzisyendi.

Luis Bonfa is a great musician.

Luis Bonfa büyük bir müzisyendir.

He is a scientist and musician.

O, bir bilim adamı ve müzisyendir.

He is something of a musician.

- O müzisyen gibi bir şeydir.
- Müzisyen sayılır.

Tom is a very fine musician.

Tom çok iyi bir müzisyen.

Frank Zappa was an American musician.

Frank Zappa Amerikalı bir müzisyendi.

Tom is a really successful musician.

Tom gerçekten başarılı bir müzisyen.

Tom is an accomplished jazz musician.

Tom başarılı bir caz müzisyenidir.

Her father was a talented musician.

Onun babası yetenekli bir müzisyendi.

Tom is an enormously gifted musician.

Tom çok yetenekli bir müzisyen.

Tom is a very talented musician.

Tom çok yetenekli bir müzisyendir.

Tom is a promising young musician.

Tom, gelecek vaat eden genç bir müzisyen.

Mary is a classically-trained musician.

Mary klasik eğitim almış bir müzisyendir.

Tom is a classically-trained musician.

Tom klasik olarak eğitilmiş bir müzisyen

Tom was more than a musician.

Tom bir müzisyenden daha fazlasıydı.

She cooked like a jazz musician.

Bir caz müzisyeni gibi yemek yaptı.

Tom has always been a musician.

Tom her zaman bir müzisyendi.

Tom is a very good musician.

Tom çok iyi bir müzisyendir.

You're a better musician than Tom.

Tom'dan daha iyi bir müzisyensin.

I'm not a professional musician anymore.

Ben artık profesyonel bir müzisyen değilim.

Tom is a musician, isn't he?

Tom bir müzisyendir, değil mi?

Tom isn't a very good musician.

Tom çok iyi bir müzisyen değil.

I thought Tom was a musician.

Tom'un müzisyen olduğunu düşündüm.

Yanni is my favorite Greek musician.

Yanni en sevdiğim Yunan müzisyen.

- It's obvious that Tom is a skilled musician.
- It's obvious Tom is a skilled musician.

Tom'un yetenekli bir müzisyen olduğu açıktır.

- I am the first musician in my family.
- I'm the first musician in my family.

Ailemdeki ilk müzisyen benim.

- I thought Tom was just a musician.
- I thought that Tom was just a musician.

Tom'un sadece bir müzisyen olduğunu düşündüm.

- Tom is a better musician than Mary is.
- Tom is a better musician than Mary.

Tom, Mary'den daha iyi bir müzisyendir.

- No one in my family is a musician.
- Nobody in my family is a musician.

Ailemde kimse müzisyen değil.

- I know Tom is a famous musician.
- I know that Tom is a famous musician.

Tom'un ünlü bir müzisyen olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is a good musician.
- I know Tom is a good musician.

Tom'un iyi bir müzisyen olduğunu biliyorum.

She proved to be a great musician.

Büyük bir müzisyen olduğunu kanıtladı.

He has established himself as a musician.

Bir müzisyen olarak kendini kanıtladı.

He is proud of being a musician.

O, bir müzisyen olmakla gurur duyuyor.

I used to be a professional musician.

Profesyonel bir müzisyendim.

I am a translator, programmer and musician.

Ben çevirmen, programcı ve müzisyenim.

Tom wants to be a professional musician.

Tom profesyonel bir müzisyen olmak istiyor.

It appears that he is a musician.

O bir müzisyen gibi görünüyor.

Miles Davis was an American jazz musician.

Miles Davis bir Amerikalı caz müzisyeniydi.

Tom is a better musician than Mary.

Tom Mary'den daha iyi bir müzisyendir.

Tom wanted to be a professional musician.

Tom profesyonel bir müzisyen olmak istiyordu.

Tom is the best musician I know.

Tom tanıdığım en iyi müzisyen.