Translation of "Lessons" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Lessons" in a sentence and their turkish translations:

Private yoga lessons --

yalnız kalmak istiyordum...

Tomorrow lessons start.

Yarın dersler başlıyor.

Lessons were learned.

- Ders alınmıştı.
- Dersler çıkarıldı.

- I have learned many lessons.
- I've learned many lessons.

Birçok ders öğrendim.

He prepared his lessons.

Derslerini hazırladı.

I don't give lessons.

Ders vermem.

Tom didn't need lessons.

Tom'un derslere ihtiyacı yoktu.

I take dance lessons.

Dans dersleri alıyorum.

Tom takes piano lessons.

Tom piyano dersleri alıyor.

Tom took piano lessons.

Tom piyano dersleri aldı.

Sami started Arabic lessons.

Sami, Arapça derslerine başladı.

Sami took singing lessons.

Sami şarkı dersleri aldı.

He took judo lessons.

- Judo dersleri aldı.
- Judo eğitimi aldı.

She takes private piano lessons.

O, özel piyano dersleri alır.

I followed my lessons diligently.

Derslerimi düzenli bir şekilde takip ettim.

He should revise his lessons!

Onun senin derslerini gözden geçirmesi gerekir!

Tom takes private French lessons.

Tom özel Fransızca dersleri alıyor.

I've been taking dancing lessons.

Dans dersi alıyorum.

You should take swimming lessons.

Yüzme dersleri almalısın.

Tom is taking swimming lessons.

Tom yüzme dersleri alıyor.

You should prepare your lessons.

Senin, derslerine hazırlaman gerekir.

Private lessons are also available.

Özel dersler de mevcuttur.

I give lessons in Spanish.

İspanyolca dersleri veriyorum.

We've learned some lessons, right?

Bazı dersler aldık, değil mi?

You should take singing lessons.

Şan dersleri almalısın.

You should learn your lessons.

Derslerinizi öğrenmeniz gerekir.

Every student deserves personalized lessons.

Her öğrenci kişiselleştirilmiş dersleri hak ediyor.

She takes singing and dancing lessons, not to mention swimming and tennis lessons.

O, müzisyenlik ve dansçılık dersleri alıyor; yüzme ve tenis derslerini saymıyorum.

He was bored with the lessons

Derslerden de sıkılmıştı

We have six lessons a day.

Bir günde altı dersimiz var.

I take dancing and modeling lessons.

Dans ve mankenlik dersleri alıyorum.

He did not enjoy his lessons.

O, onun derslerinden hoşlanmadı.

You should prepare for tomorrow's lessons.

Yarınki dersler için hazırlık yapmalısın.

I am revising my Chinese lessons.

Çince derslerimi tekrarlıyorum.

I missed the last two lessons.

Son iki dersi kaçırdım.

I've been taking lessons from Tom.

Tom'dan dersler alıyorum.

Tom takes trumpet lessons every Monday.

Tom her pazartesi trompet dersleri alır.

When will we start taking lessons?

Ne zaman dersleri almaya başlayacağız.

What do you charge for lessons?

Dersler için ne kadar ücret istiyorsun?

There won't be any more lessons.

Artık dersler olmayacak.

Tom is taking figure skating lessons.

Tom figür pateni dersleri alıyor.

I take lessons in flower arrangement.

Çiçek düzenleme dersleri alıyorum.

Tom signed up for singing lessons.

Tom şarkı söyleme dersleri için kaydoldu.

Tom paid for Mary's French lessons.

Tom Mary'nin Fransızca derslerini ödedi.

I have violin lessons on Mondays.

Pazartesi günleri keman derslerim var.

Tom has started taking French lessons.

Tom Fransızca dersleri almaya başladı.

Tom gives piano lessons to children.

Tom, çocuklara piyano dersleri vermektedir.

I'm going to take swimming lessons.

Ben yüzme dersleri alacağım.

Have you ever taken singing lessons?

Hiç şarkı söyleme dersleri aldın mı?

I'll sign up for baglama lessons.

Bağlama kursuna yazılacağım.

I hear you are taking English lessons.

İngilizce dersler aldığını duyuyorum.

Maria takes piano lessons once a week.

Maria haftada bir kez piyano dersleri alır.

The child received piano and singing lessons.

Çocuk piyano ve şan dersleri aldı.

He knows how to revise his lessons.

O derslerini nasıl gözden geçireceğini biliyor.

Tom takes piano lessons once a week.

Tom haftada bir kez piyano dersleri alır.

He's Argentinean and he gives tennis lessons.

O Arjantinli ve tenis dersleri veriyor.

She takes piano lessons once a week.

Haftada bir kez piyano dersleri alır.

- Do you give lessons?
- Do you teach?

Ders verir misiniz?

We have two lessons in the afternoon.

Öğleden sonra iki dersimiz var.

What do you charge for guitar lessons?

Gitar dersleri için ne kadar ücret istiyorsun?

Tom has started giving guitar lessons again.

Tom tekrar gitar dersleri vermeye başladı.

The children were busy preparing their lessons.

Çocuklar derslerine hazırlanmakla meşguldü.

I heard that you're taking French lessons.

Senin Fransızca dersleri aldığını duydum.

When do lessons start at your school?

Okulunuzda dersler ne zaman başlar?

Tom never signed up for swimming lessons.

Tom asla yüzme dersleri için kaydolmadı.

I was excited for the tango lessons.

Tango dersleri için heyecanlıydım.

We have five English lessons a week.

Bir haftada beş İngilizce dersimiz var.

We're studying chemistry. Our lessons aren't difficult.

Biz kimya okuyoruz. Bizim derslerimiz zor değil.

How often does Tom take French lessons?

Tom ne kadar sıklıkta Fransızca dersleri alır?

Tom encouraged Mary to take ukulele lessons.

Tom Mary'yi ukelele dersleri alması için teşvik etti.

She takes cooking lessons once a week.

Haftada bir kez yemek pişirme dersleri alır.

Tom has never had formal singing lessons.

Tom hiç resmi şarkı dersi almadı.

- She began lessons in piano at age 6.
- She began piano lessons when she was six years old.

Altı yaşındayken piyano derslerine başladı.

I hope you learn those same three lessons.

umarım, siz de aynı üç dersi alırsınız.

How often do you have your piano lessons?

Ne sıklıkta piyano derslerin var?

Tom seems to be preparing for tomorrow's lessons.

Tom yarınki dersler için hazırlanıyor gibi görünüyor.

Clara has been taking music lessons for months.

Clara aylardır müzik dersleri alıyor.

Sally earns her living by giving piano lessons.

Sally, piyano dersleri vererek geçimini sağlıyor.

My youngest sister has piano lessons twice weekly.

Küçük kız kardeşimin haftada iki kez piyano dersleri var.

Lessons begin at 9 and end at 4.

Dersler saat 9'da başlar ve saat 4'te biter.

The lessons are getting more and more difficult.

Dersler gittikçe zorlaşıyor.

Did you try to review the English lessons?

İngilizce derslerini gözden geçirmeyi denedin mi?

My sister takes piano lessons twice a week.

Kız kardeşim haftada iki gün piyano dersleri alır.

She will rapidly progress in her piano lessons.

O piyano derslerinde hızla ilerleyecek.

There will be no lessons from now on.

Artık ders olmayacak.

He spent a little time on his lessons.

Derslerine çok az bir zaman harcadı.

They have English lessons three times a week.

Onların haftada üç kez İngilizce dersleri var.

Tom takes piano lessons three times a week.

Tom haftada üç kez piyano dersleri alır.

She began lessons in piano at age 6.

O, 6 yaşında piyano derslerine başladı.

Tom takes tap dancing lessons twice a week.

Tom, haftada iki kez tepinme dansı dersleri alır.

She teaches lessons in math, physics, and biology.

Matematik, fizik ve biyoloji dersleri veriyor.

I think some lessons have definitely been learned.

Bence bazı dersler kesinlikle öğrenildi.

Tom started taking piano lessons three years ago.

Tom üç yıl önce piyano dersleri almaya başladı.

I don't want to take piano lessons anymore.

Artık piyano dersleri almak istemiyorum.