Translation of "Inhabited" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Inhabited" in a sentence and their turkish translations:

Indians inhabited this district.

- Yerliler bu bölgede yaşadılar.
- Hintliler bu bölgede yaşadılar.

The island was inhabited by a fishing people.

Birtakım balıkçılar adada yaşıyordu.

The region has never been inhabited by people.

- Bölgede insanlar hiç yaşamadı.
- Bölge insanlar tarafından hiç iskan edilmedi.

Most of the islands in this area are inhabited.

Bu alandaki adaların çoğu iskan edilmiş.

It was inhabited by a tribe, the so called CHARRUAS *CZECH

Daha sonra bir kabile tarafından iskan edildi, isimleri CHARRUAS

When Columbus discovered America, bison (American buffalo) inhabited a wide-ranging area.

Columbus Amerika'yı keşfettiği zaman, bizon ( Amerikan mandası ) geniş bir alanda yaşıyordu.

He felt that threatening such a prominent area, inhabited by Roman citizens, would either

Roma yurttaşlarının ikamet ettiği böyle öne çıkan bir bölgeyi tehdit etmenin...

The word "house" evokes the mental image of a rectangular building with a roof and smoking chimney, which may be surrounded by grass and trees and inhabited by a happy family.

"Ev" kelimesi bir çatısı ve tüten bacaları olan bir dikdörtgen binanın zihinsel görüntüsünü anımsatır, ki bu çimenlerle ve ağaçlarla çevrili olabilir ve mutlu bir aile tarafından oturulabilir.