Translation of "Impress" in Turkish

You impress me!

Beni etkiliyorsun!

You may impress me, but you'll never impress Tom.

Beni etkileyebilirsin ama Tom'u asla etkilemeyeceksin.

- It's hard to impress Tom.
- It's difficult to impress Tom.

Tom'u etkilemek zor.

- Tom is hard to impress.
- Tom is difficult to impress.

Tom'u etkilemek zor.

Tom doesn't impress me.

Tom beni etkilemiyor.

Tom didn't impress me.

Tom beni etkilemedi.

That doesn't impress me.

O beni etkilemiyor.

You don't impress me.

Beni etkilemiyorsun.

He's easy to impress.

Onu etkilemek kolay.

That will impress Tom.

Bu Tom'u etkileyecek.

She's easy to impress.

Onu etkilemek kolaydır.

I didn't impress them.

Onları etkilemedim.

- Tom is not easy to impress.
- Tom isn't easy to impress.

Tom'u etkilemek kolay değildir.

Tom doesn't have to impress me. He needs to impress the boss.

Tom beni etkilemek zorunda değil. Onun patronu etkilemesi gerekiyor.

I'm trying to impress Tom.

Tom'u etkilemeye çalışıyorum.

Who's Tom trying to impress?

Tom kimi etkilemeye çalışıyor?

I need to impress Tom.

- Tom'u etkilemem gerekiyor.
- Tom'u etkilemeliyim.

I wanted to impress you.

- Seni etkilemek istiyordum.
- Sizi etkilemek istedim.

I have to impress Tom.

Ben Tom'u etkilemek zorundayım.

I wanted to impress her.

Onu etkilemek istedim.

I wanted to impress Tom.

Tom'u etkilemek istedim.

He tried to impress her.

Onu etkilemeyi denedi.

She tried to impress him.

O onu etkilemeye çalıştı.

Tom is easy to impress.

Tom'u etkilemek kolay.

I want to impress everyone.

Herkesi etkilemek istiyorum.

We're trying to impress them.

Onları etkilemeye çalışıyoruz.

I'm trying to impress them.

Onları etkilemeye çalışıyorum.

I'm trying to impress him.

Onu etkilemeye çalışıyorum.

I'm trying to impress her.

Onu etkilemeye çalışıyorum.

We need to impress them.

Bizim onları etkilememiz gerekir.

I need to impress them.

Benim onları etkilemem gerekir.

I need to impress him.

Benim onu etkilemem gerekir.

I need to impress her.

Benim onu hayran bırakmam gerekir.

We need to impress Tom.

Tom'u etkilememiz gerekiyor.

We're trying to impress Tom.

Tom'u etkilemeye çalışıyoruz.

Tom tried to impress Mary.

Tom, Mary'yi etkilemeyi denedi.

She was dressed to impress.

O, etkilemek için giyinmişti.

She's not easy to impress.

Onu etkilemek kolay değildir.

Tom wanted to impress Mary.

Tom Mary'yi etkilemek istedi.

Tom isn't easy to impress.

Tom'u etkilemek kolay değil.

Layla always dressed to impress.

Leyla hep etkilemek için giyiniyordu.

It's easy to impress Tom.

Tom'u etkilemek kolaydır.

Tom wasn't easy to impress.

Tom'u etkilemek kolay değildi.

Sami tried to impress Layla.

Sami, Leyla'yı etkilemeye çalıştı.

Long bibliographies don't impress anyone.

Uzun bibliyografyalar kimseyi etkilemez.

- Tom thought he could impress Mary.
- Tom thought that he could impress Mary.

Tom Mary'yi etkileyebileceğini düşündü.

- It'll be very hard to impress Tom.
- It'll be very difficult to impress Tom.

Tom'u etkilemek çok zor olacak.

Who are you trying to impress?

Kim etkilemeye çalışıyor?

He tries to impress his friends.

O, arkadaşlarını etkilemeye çalışır.

Tom tried to impress a girl.

Tom bir kızı etkilemeye çalıştı.

Tom tried to impress his boss.

Tom patronunu etkilemeye çalıştı.

I'm not trying to impress anyone.

Ben kimseyi etkilemeye çalışmıyorum.

I really want to impress Tom.

Gerçekten Tom'u etkilemek istiyorum.

I'm not trying to impress Tom.

Tom'u etkilemeye çalışmıyorum.

Tom isn't trying to impress anyone.

Tom hiç kimseyi etkilemeye çalışmıyor.

You don't have to impress me.

Beni etkilemek zorunda değilsin.

I was trying to impress Tom.

Tom'u etkilemeye çalışıyordum.

You don't need to impress me!

Beni etkilemene gerek yok!

Are you trying to impress me?

Beni etkilemeye mi çalışıyorsun?

You never cease to impress me.

Beni etkilemekten asla vazgeçmiyorsun.

Tom tried to impress his friends.

Tom arkadaşlarını etkilemeye çalıştı.

I'm not trying to impress you.

Seni etkilemeye çalışmıyorum.

Tom wanted to impress his friends.

Tom arkadaşlarını etkilemek istiyordu.

Tom tried to impress the girls.

Tom kızları etkilemeye çalıştı.

Do you want to impress me?

Beni etkilemek ister misin?

We really want to impress them.

Biz gerçekten onları etkilemek istiyoruz.

I really want to impress them.

Ben gerçekten onları hayran bırakmak istiyorum.

I really want to impress him.

Ben gerçekten onu hayran bırakmak istiyorum.

I really want to impress her.

Gerçekten onu etkilemek istiyorum.

We're not trying to impress them.

Onları etkilemeye çalışmıyoruz.

I'm not trying to impress them.

Onları etkilemeye çalışmıyorum.

I'm not trying to impress him.

Onu etkilemek için çalışmıyorum.

I'm not trying to impress her.

Onu etkilemeye çalışmıyorum.

We were trying to impress them.

Onları etkilemeye çalışıyorduk.

I was trying to impress them.

Onları etkilemeye çalışıyordum.

I was trying to impress him.

Onu etkilemeye çalışıyordum.

I was trying to impress her.

Ben onu etkilemeye çalışıyordum.

We were trying to impress Tom.

Tom'u etkilemeye çalışıyorduk.

We're not trying to impress Tom.

Tom'u etkilemeye çalışmıyoruz.

We really want to impress Tom.

Tom'u gerçekten etkilemek istiyoruz.

Mary wanted to impress her friends.

Mary, arkadaşlarını etkilemek istedi.

Sami felt he could impress Layla.

Sami, Layla'yı etkileyebileceğini hissetti.

Tom's designs didn't impress me much.

Tom'un tasarımları beni çok etkilemedi.

Tom isn't trying to impress Mary.

Tom Mary'yi etkilemeye çalışmıyor.

Tom isn't trying to impress you.

Tom sizi etkilemeye çalışmıyor.

Tom was trying to impress Mary.

Tom, Mary'yi etkilemeye çalışıyordu.

Tom was trying to impress you.

Tom seni etkilemeye çalışıyordu.

Tom is trying to impress Mary.

Tom Mary'yi etkilemeye çalışıyor.

Tom is trying to impress you.

Tom seni etkilemeye çalışıyor.

I hope I can impress Tom.

Umarım Tom'u etkileyebilirim.

- I hope I can impress my boss.
- I hope that I can impress my boss.

Umarım patronumu etkileyebilirim.

Why would Tom want to impress me?

Neden Tom beni etkilemek istiyor?

How am I going to impress Tom?

Tom'u nasıl etkileyeceğim?

How did you manage to impress Tom?

Tom'u etkilemeyi nasıl başardın?

I was just trying to impress Tom.

Sadece Tom'u etkilemeye çalışıyordum.

I was just trying to impress you.

Ben sadece etkilemeye çalışıyordum.