Translation of "Hurting" in Turkish

0.028 sec.

Examples of using "Hurting" in a sentence and their turkish translations:

- You're hurting me.
- You are hurting me.

- Canımı yakıyorsun.
- Bana zarar veriyorsun.

You're hurting her.

Ona zarar veriyorsun.

You're hurting him.

Onu incitiyorsun.

You're hurting them.

Onlara zarar veriyorsun.

You're hurting Tom.

Tom'a zarar veriyorsun.

You're hurting us.

Bize zarar veriyorsun.

Tom is hurting.

Tom zarar veriyor.

Stop hurting me.

Beni incitmeyi bırak.

- You hurt me.
- You're hurting me.
- You are hurting me.

Beni incitiyorsun.

Stop. You're hurting me.

Dur. Canımı yakıyorsun.

Stop! You're hurting her!

Dur! Ona zarar veriyorsunuz!

My legs are hurting.

Bacaklarım ağrıyor.

Am I hurting you?

Kalbini kırıyor muyum?

It's hurting our children.

Çocuklarımıza zarar veriyor.

Tom, you're hurting me!

Tom, canımı yakıyorsun!

Tom is hurting me.

Tom beni incitiyor.

You're hurting my arm.

Sen kolumu acıtıyorsun.

We're not hurting anyone.

Biz kimseyi incitmiyoruz.

Are they hurting themselves?

Onlar kendilerine zarar veriyorlar mı?

My knee keeps hurting.

Dizim incitmeye devam ediyor.

You're hurting me, Jamal.

Beni incitiyorsun Jamal.

You're hurting me, Tom.

Beni incitiyorsun, Tom.

Are your eyes hurting?

Gözleriniz acıyor mu?

Nothing is hurting me.

Hiçbir şey beni incitmiyor.

Tom isn't hurting anyone.

Tom kimseyi incitmiyor.

- I know Tom is hurting.
- I know that Tom is hurting.

Tom'un zarar verdiğini biliyorum.

My arm is hurting badly.

Kolum kötü ağrıyor.

Tom regretted hurting Mary's feelings.

- Tom Mary'nin duygularını incittiğine pişman oldu.
- Tom Mary'nin duygularını incittiğine üzüldü.

Which eye is hurting you?

Hangi gözün ağrıyor?

My back is hurting again.

Sırtım tekrar acıyor.

My leg is still hurting.

Bacağım hâlâ ağrıyor.

My tooth is really hurting.

Dişim gerçekten ağrıyor.

Let's stop hurting each other.

Birbirimizi incitmeyi bırakalım.

I'm not the one hurting Tom.

Tom'a zarar veren kişi ben değilim.

She was afraid of hurting him.

Ona zarar vermekten korkuyordu.

Tom didn't plan on hurting anyone.

Tom kimseye zarar vermeyi planlamamıştı.

Is your left leg still hurting?

Sol bacağın hâlâ acıyor mu?

I'm not the one hurting them.

Onlara zarar veren kişi ben değilim.

I'm not the one hurting him.

Ona zarar veren kişi ben değilim.

I'm not the one hurting her.

Ona zarar veren kişi ben değilim.

Let me go! You're hurting me!

Gitmeme izin ver! Beni incitiyorsun!

Tom was afraid of hurting Mary.

Tom Mary'ye zarar vermekten korktu.

Sami knew he was hurting Layla.

Sami, Leyla'ya zarar verdiğini biliyordu.

Sami was really hurting Layla's feelings.

Sami gerçekten Leyla'nın duygularını incitiyordu.

- For how long has your head been hurting?
- How long has your head been hurting?

Ne kadar süredir kafan acıyor?

- I know Tom is hurting right now.
- I know that Tom is hurting right now.

Tom'un şu anda zarar verdiğini biliyorum.

Her arms and stomach were hurting badly.

Kolları ve karnı kötü yaralanmıştı.

Than tell another man that they're hurting.

kırmak yerine, ölmeyi seçeceğini biliyorum.

She was afraid of hurting his feelings.

Onun duygularını incitmekten korkuyordu.

- Tom was in pain.
- Tom was hurting.

Tom acı çekiyordu.

How long has your throat been hurting?

Ne kadar süredir boğazın ağrıyor?

How long has your head been hurting?

Başın ne kadar süredir acıyor?

Tom was afraid of hurting Mary's feelings.

Tom Mary'nin hislerini incitmekten korkuyordu.

My stomach has been hurting all day.

Midem bütün gün ağrıyor.

In this moment, when so many are hurting,

Şu anda bi sürü kişi acı çekerken

You must try to avoid hurting people's feelings.

İnsanların hislerine zarar vermekten kaçınmaya çalışmalısınız.

Your five o’clock shadow is hurting the environment.

Bir günlük sakalın çevreye zarar veriyor.

I tried to stop Tom from hurting Mary.

Tom'un Mary'yi incitmesini engellemeye çalıştım.

I'm not the one who's been hurting Tom.

Tom'u inciten ben değilim.

Please let go of my arm. You're hurting me.

Lütfen kolumu bırak. Beni incitiyorsun.

You don't need to worry about hurting my feelings.

Duygularımı incitme hakkında endişelenmene gerek yok.

I can try to keep Tom from hurting anyone.

Tom'un birini incitmesini engellemeye çalışabilirim.

How do we keep our children from hurting themselves?

Çocuklarımızı kendilerini incitmekten nasıl koruruz?

As you can imagine, this is hurting this country’s opportunities.

Hayal edebileceğiniz gibi, bu ülkenin fırsatlarını azaltıyor.

Sometimes we lie to keep from hurting someone else's feelings.

Bazen bir başkasının duygularına zarar vermemek için yalan söyleriz.

- Tom's hurt.
- Tom's injured.
- Tom was hit.
- Tom was hurting.

Tom acı çekiyordu.

- I have a sore stomach.
- My stomach has been hurting.

Midem ağrıyor.

- I don't hurt your animals.
- I'm not hurting your animals.

Hayvanlarına zarar vermedim.

We have to do something to stop Tom from hurting himself.

Tom'u kendisine zarar vermekten durdurmak için bir şey yapmak zorundayız.

I kept riding my bicycle even though my legs were hurting.

Bacaklarım acıyor olmasına rağmen bisikletime binmeye devam ettim.

Tom never forgave himself for hurting Mary the way he did.

Tom yaptığı tarz Mary'yi incittiği için kendini asla affetmedi.

Afraid of hurting his feelings, I didn't tell him the truth.

Onun duygularını incitmekten korktuğum için ona gerçeği söylemedim.

Tom didn't know how to ask Mary to leave without hurting her feelings.

Tom onun hislerini incitmeden Mary'nin terk etmesini nasıl isteyeceğini bilmiyordu.

- I'm not the one hurting them.
- I'm not the one who hurt him.

Ona zarar veren kişi ben değilim.

There is no worse prison than the fear of hurting a loved one.

Sevilen birini incitme korkusundan daha kötü bir hapishane yoktur.

I didn't tell him the truth because I was afraid of hurting his feelings.

Ona gerçekleri söylemedim çünkü duygularını yaralamaktan korktum.

- My heart's aching.
- My heart is in pain.
- My heart is hurting.
- My heart hurts.

- Kalbim acılıdır.
- Kalbim acıyor.

Because I was afraid of hurting his feelings, I didn't tell him the complete truth.

Onun duygularını incitmekten korktuğum için ona tam gerçeği söylemedim.

- I have a sore throat and runny nose.
- My throat is hurting and my nose is runny.

Boğazım ağrıyor ve burnum akıyor.

By turning the page, we can dismiss the characters in a book without fear of hurting their feelings.

Sayfayı çevirerek, bir kitaptaki karakterleri; duygularını incitmeden aklımızdan çıkarabiliriz.

- My heart's aching.
- My heart is in pain.
- My heart is hurting.
- My heart hurts.
- My heart aches.
- I feel heartache.

Kalbim acılıdır.