Examples of using "Frequently" in a sentence and their turkish translations:
Sıklıkla kaydet.
Sık sık seyahat ederim.
Biz sık sık konuşuruz.
Bu sık sık olur.
Bu sık sık burada olur.
- Depremler sık sık Japonya'yı vurur.
- Depremler sıklıkla Japonya'yı vurur.
Sık sık uçar mısın?
Tom sık sık hata yapar.
Tom sık sık hatalı.
Christine sık sık yürümez.
Tom'u sık sık görürüm.
Onları sık sık görürüm.
Onu sık sık görürüm.
Tom sık sık film indirir.
- Fadıl sık sık Leyla'yı yendi.
- Fadıl sık sık Leyla'yı dövdü.
Sami sık sık Leyla'yı dövüyordu.
Tom sık sık onu yapar.
Tom sık sık yarışları kazanır.
Sami oldukça sık gelir.
Tom bunu sık sık yalnız yapar.
Onunla sık sık mektuplaşırım.
Mary sıklıkla berrak rüyalar görür.
Tom sık sık Mary'yi düşündü.
Ben sık sık Tom'la konuşurum.
- Ne sıklıkla osurursunuz?
- Ne sıklıkla osurursun?
Bu günlerde, sık sık yağmur yağar.
Tom sık sık televizyonda görünür.
Tom sık sık nükte yapar.
Mühendisler tasarımları sık sık değiştirdiler.
Bu çoğunlukla tatilde olur.
Onlarla sık sık konuşurum.
Onunla sık sık konuşurum.
Onunla sık sık konuşurum.
O sık sık bir şeyler içmek için dışarı çıkar.
Tom sık sık Boston'a geliyor.
Sami ve Leyla sık sık tartıştılar.
- Soğuk algınlığına sık yakalanıyor musunuz?
- Çok nezle oluyor musunuz?
Tom bunu çok sıklıkla kendi başına yapar.
- Tom Mary'nin bunu sık sık yaptığını söyledi.
- Tom, Mary'nin sık sık bunu yaptığını söyledi.
Acımasız hükümetler sık sık siyasi muhaliflerini cezaevine sokarlar.
Hıristiyan nüfusa sürekli kötü muamele eden Frenk birliklerinin edepsizliğini vurguladılar.
Sık sık mutlu çocukluğumu hatırlıyorum.
O sık sık okula geç kalırdı.
Tom sık sık uykusunda konuşur.
- Japonya'da sık sık depremler vardır.
- Japonya'da sık sık deprem olur.
Şifreni sık sık değiştirmelisin.
"123456" sık kullanılan bir paroladır.
Tom ve Mary sık sık birlikte çalışıyorlar.
- Tom'la sık sık beraber ders çalışırız.
- Tom'la çoğu zaman birlikte ders çalışıyoruz.
Tom, Mary'nin sık sık bunu yaptığını söylüyor.
Sami sık sık annesiyle kavga etti.
Onlar sık sık uykularında konuşur.
Tom sık sık okula geç kalır.
Ben öğrencilerimi sık sık buraya getirtiyorum.
Zalim hükümetler sık sık siyasi rakiplerini hapsederler.
Birbirlerine sık sık mektup yazdılar.
Ne sıklıkta e-postanı kontrol edersin?
Tom öğleden sonra çoğunlukla boştur.
Fransızlar da sık sık dil bilgisi hataları yaparlar.
Tom sık sık karısına ve çocuklarına kötü davrandı.
Postanı ne sıklıkla kontrol ediyorsun?
Tom sık sık kapıyı kilitlemeyi unutur.
Bana sık sık yazmanı istiyorum.
teknisyenin tavşanlarla olan etkileşim sıklığı olabileceğini düşündüler.
O sık sık şekeri ve tuzu karıştırır.
Sözcük sık sık bu anlamda kullanılır.
Tom sık sık filmler indirir.
Sık sık hafta sonları Tom ile balık tutmaya giderim.
Bulunduğunuz ortamları sık sık havalandırın.
Sonuç şu; ABD çoğu kez mültecileri sınır dışı edip
Jane okuduğu kitaplardan sık sık bahseder.
Yaygın kullanımına rağmen, bu sözcük sık sık yanlış telaffuz edilir.
Dünyanın en sık sahnelenmiş üç operası nedir?
The Sacramento Chronicle sık sık o yaşlı avcı hakkında yazar.
Ölen annem hakkında sıkça düşünüyorum.
Yavaşlama sıklıkla daha büyük bir yavaşlamaya neden olur.
Daha sık idrara çıkma ihtiyacı hissediyor musunuz?
Böyle bir şey sık sık olur.
Uzun zaman önce, Yunanlılar sık sık büyük atletik olaylar düzenlerdi.
Son zamanlarda sıkça depremler yaşamamız beni korkutuyor.
Tom çoğunlukla bir şapka takar.
En dikkatli şekilde yapılmış planlar bile sık sık başarısızlıkla sonuçlanır.
Tom sık sık Boston'a gider.
Çoğunlukla Menorca ve Ibiza adalarına giderim.
- Japonya sık depremlere sahiptir.
- Japonya'da sık sık deprem olur.
Tom sık sık Mary ile konuşur.
20 ve 30' lu yaşlardaki kadınlar çok kere erkeklerden fazla kazanıyor.
Tom faturasını ödemek için sıkı sık son dakikaya kadar bekler.
Teobromin zehirlenmesi, evcil hayvanlarda insanlardan daha sık görülür.
Bu çok olur.
O, ülke dışında olduğu için sık sık Skype kullandı.
Müzikte veya konuşmada, bir duraklama sık sık dramatik bir etki için kullanılmaktadır.
O konuşurken çoğunlukla bir konudan diğerine atlar.
Shakespeare'in eserleri sıklıkla ingiliz dilinin en büyükleri arasında düşünülür.
Onu sık sık görürüm.
Tom sık sık okula geç kalır.