Translation of "Expand" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Expand" in a sentence and their turkish translations:

The women - expand, Women.

Kadınlar - yayılıyoruz, kadınlar.

Expand, hips, hips, hips.

Genişleyin, kalçalar, kalçalar, kalçalar

Hello, ladies! Yes, expand.

Hanımlar! Evet, yayılın.

We want to expand.

Biz genişlemek istiyoruz.

You expand with your hips.

Kalçalarınızla büyüyorsunuz.

As the world cities expand,

Dünyanın şehirleri genişledikçe...

Good films expand one's horizons.

İyi filmler kişinin ufuklarını genişletirler.

Will the universe expand indefinitely?

Evren sonsuza kadar genişleyecek mi?

Can you expand on that?

Onu ayrıntılarıyla açıklayabilir misin?

There's no room to expand.

Genişletmek için yer yok.

Good movies expand our horizons.

Güzel filmler ufkumuzu genişletir.

To consolidate and expand his rule.

bir dizi yıldırım seferi düzenledi.

Tom wanted to expand his business.

Tom işini büyütmek istedi.

Sami needed to expand his business.

Sami'nin, işini genişletmesi gerekiyordu.

With work, we can expand our markets.

Çalışarak, pazarlarımızı genişletebiliriz.

University education is designed to expand your knowledge.

Üniversite eğitimi bilginizi genişletmek için tasarlanmıştır.

The company shelved plans to expand into Asia.

Şirket Asya'ya açılma planını rafa kaldırdı.

Where all parts of the bag expand during inhalation

nefes verme sırasında büzülen;

What happens when cities expand and wildlife habitats shrink?

Şehirler genişleyip vahşi yaşam alanları daralırsa ne olur?

Our company wants to expand into a new market.

Firmamız yeni bir pazara girmek istiyor.

Many astronomers assume that the universe continues to expand forever.

Birçok gökbilimci evrenin sonsuza dek büyümeye devam edeceğini varsayıyor.

And this opposition applied major checks on the imperialist urge to expand.

Bu karşıtlık emperyalist yayılmacılık politikalarına büyük engeller yarattı.

If you only associate with your own kind, your ideas will never expand.

Sadece kendi türünle ilişkiye girersen, fikirlerin asla gelişmez.

In this way, the students of the university have the opportunity to expand their horizons.

Bu şekilde, üniversite öğrencilerinin ufkunu genişletmek için fırsatları var.

And that's a bit of a problem if you want to rapidly expand your taxi business.

Ve eğer taksi işinizi hızla geliştirmek istiyorsanız bu biraz problem.

In this way, the students of the University have the opportunity to expand their cultural horizons.

Üniversitedeki öğrencilerin bu şekilde kültürel ufuklarını genişletme olanağı var.

I mean, free is a tremendous motivational trigger and they like the opportunity to expand the

Demek istediğim, "bedava" olağanüstü bir motivasyon kaynağıdır ve tüketiciler bir ürünü birden fazla alarak...

The fire, which has been raging for over a week in eastern California, continues to expand.

- Bir haftadır kırıp geçiren Doğu Kaliforniya'daki yangın, genişlemeye devam ediyor.
- Bir haftadır kırıp geçiren Doğu Kaliforniya'daki yangın, yayılmaya devam ediyor.

Imperialism is an ideology and practice of powerful groups trying to secure or expand their privileges by dominating other groups.

Emperyalizm, güçlü zümrelerin başka topluluklara hükmederek imtiyazlarını koruyup genişletmeye çalıştığı ideoloji ve pratiktir.