Translation of "Disgusted" in Turkish

- Tom seemed disgusted.
- Tom looked disgusted.

Tom bıkkın görünüyordu.

I'm disgusted.

Ben iğrendim.

Tom looks disgusted.

Tom iğrenmiş görünüyor.

Tom was disgusted.

Tom bezgindi.

I was disgusted.

Ben bezgindim.

I was disgusted, too.

Ben de bıkkındım.

I'm disgusted with Tom.

Tom'dan bıktım.

Tom looks slightly disgusted.

Tom hafifçe bıkkın görünüyor.

I'm disgusted and disappointed.

İğrenmiştim ve hayal kırıklığına uğramıştım.

We were all disgusted.

Hepimiz iğrenmiştik.

Tom became very disgusted.

Tom çok tiksindi.

You're disgusted, aren't you?

Sen bıkkınsın, değil mi?

- She is disgusted with the job.
- She's disgusted with the job.

O, işten tiksindi.

- Tom said I looked disgusted.
- Tom said that I looked disgusted.

Tom bezgin göründüğümü söyledi.

I am disgusted with you.

Senden iğreniyorum.

The bad smell disgusted us.

Kötü koku bizi tiskindirdi.

I am disgusted with him.

Ondan tiskiniyorum.

Tom is angry and disgusted.

Tom kızgın ve bıkkın.

Tom is disgusted with himself.

Tom kendinden iğreniyor.

You look like you're disgusted.

Bıkkın gibi görünüyorsun.

Tom seemed to be disgusted.

Tom bıkkın görünüyordu.

- Tom is disgusted.
- Tom is sickened.

Tom hasta.

I have to say I'm disgusted.

Tiksinmiş olduğumu söylemek zorundayım.

You looked like you were disgusted.

Sen bıkkın gibi görünüyordun.

Tom didn't seem to be disgusted.

Tom bıkkın gibi görünmüyordu.

Tom looked like he was disgusted.

Tom bıkkın gibi görünüyordu.

- It seemed Tom and Mary were disgusted.
- It seemed that Tom and Mary were disgusted.

Tom ve Mary bıkkın görünüyordu.

We are disgusted by his bad manners.

Onun kötü davranışlarından tiskindik.

- Tom is feeling nauseous.
- Tom is disgusted.

Tom iğrenç.

Tom is totally disgusted with Mary's behavior.

Tom Mary'nin davranışından tamamen bıktı.

Sami was literally disgusted by Layla's video.

Sami, Leyla'nın videosundan tam anlamıyla tiksindi.

Tom and Mary were disgusted with each other.

Tom ve Mary birbirinden nefret etmişti.

Sami was shocked and disgusted by Layla's video.

Sami, Leyla'nın videosundan şok oldu ve tiksindi.

I am disgusted with myself for my short memory.

Unutkanlığım için kendimden iğreniyorum..

Disgusted with her good-for-nothing husband, she divorced him.

Hayırsız kocasından bıkıp onu boşadı.

When Tom ate some food that had fallen on the floor, Mary looked disgusted.

Tom yere düşen biraz yiyeceği yediğinde Mary iğrenmiş görünüyordu.