Translation of "Deceiving" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Deceiving" in a sentence and their turkish translations:

- You are deceiving yourself.
- You're deceiving yourself.

Kendini kandırıyorsun.

- You're only deceiving yourself.
- They're only deceiving themselves.

Sadece kendini kandırıyorsun.

- Looks can be deceiving.
- Appearances can be deceiving.

Görünüşler aldatıcı olabilir.

Appearances are deceiving.

Görünüşler aldatıcı.

- You're fooling yourself.
- You are deceiving yourself.
- You're deceiving yourself.

Kendini kandırıyorsun.

But he's rightly deceiving

ama haklı öyle bir kandırıyor ki

Looks can be deceiving.

- Görünüşler aldatıcı olabilir.
- Bakışlar aldatıcı olabilir.

Sami was deceiving Layla.

Sami, Leyla'yı aldatıyordu.

You're only deceiving yourselves.

Sadece kendinizi aldatıyorsunuz.

They're only deceiving themselves.

Onlar sadece kendilerini aldatıyorlar.

I'm not deceiving anyone.

Kimseyi aldatmıyorum.

- Looks can be deceiving.
- Appearances can be deceptive.
- Appearances can be deceiving.

Görünümler yanıltıcı olabilir.

Deceiving your colleagues isn't good.

İş arkadaşlarınla dalga geçmen hoş değil.

Looks can be very deceiving.

Görünüş çok aldatıcı olabilir.

The announcement is very deceiving.

Duyuru çok aldatıcı.

They were deceiving the people.

- Halkı aldatıyorlardı.
- İnsanları aldatıyorlardı.

I hope they aren't deceiving me.

Umarım beni kandırmıyorlardır.

The man is apparently deceiving us.

Belli ki o adam bizi yanıltıyor.

Clearly, looks can be very deceiving.

Açıkçası, görünüş çok aldatıcı olabilir.

I can't conceive of her deceiving me.

Onun beni aldatmasını düşünemiyorum.

I can't believe Tom tried deceiving me.

Tom'un beni aldatmayı denediğine inanamıyorum.

- You're deceiving yourself.
- You're lying to yourself.

Kendine yalan söylüyorsun.

Are we deceiving ourselves if we are not here?

Kendimizi mi kandırıyoruz biz burada yoksa?

He is capable of deceiving others to get what he wants.

O istediğini almak için diğerlerini aldatabilir.