Examples of using "Counter" in a sentence and their turkish translations:
Danışma masası nerede?
Gişe nerede?
Kasa nerededir?
Bir bilgi sayacı var mı?
Tom bir Geiger sayacı satın aldı.
Tom tezgaha yaslandı.
Tezgahın üzerinde oturma.
Tom tezgâhın önünde oturdu.
O, tezgahın üzerine dayandı.
Tezgahta oturalım.
Lütfen bu kasada ödeyin.
Avis sayacı nerede?
Tom bir tezgahın arkasında durdu.
Ben tezgahta oturdun.
Tom tezgâhın başında.
Kayıt gişesi nerede?
Anahtarların tezgahın üzerinde.
Tezgahta yer var mı?
Japon Hava Yolları kontuarı nerede?
Tom tezgahta tek başına oturdu.
Tom tezgahta oturuyor.
Tom tezgahta oturuyordu.
Tom tezgahın arkasında duruyordu.
Tezgahtaki şişe de neyin nesi?
United Airlines için kontuar nerede?
Gişeden tüm para çalındı.
Tom çantasını tezgahın üzerine koydu.
Tom tezgahta bir koltuk aldı.
Sizin fikriniz bizim politikamıza ters düşüyor.
- Onun eylemleri sözlerine uymuyor.
- Onun yaptıklarıyla söyledikleri birbirini tutmuyor.
Hamur tezgaha sıkışmış.
Kek, tezgahın üzerinde soğuyor.
Tezgahta tek başıma oturdum.
Tom tezgahta Mary'nin çantasını gördü.
Tom tezgahta yalnız başına oturuyordu.
Tom sırt çantasını tezgahın üzerine attı.
Tom tezgahta tek başına oturuyordu.
Faturamı ödeyeceğim gişe nerede?
United Airlines'ın kayıt gişesi nerede?
Biletinizi gişede alın lütfen.
Tom tezgahtaki bir tabureye oturdu.
Tom ve Mary tezgahta oturuyorlardı.
Tom içkisini tezgahın üzerine koydu.
Tezgahta oturmak ister misin?
Jerry bizim şirket için muhasebecidir.
Tom ve Mary tezgahta birlikte oturdular.
Tom ve ben tezgahta oturuyorduk.
Tom ve ben birlikte tezgahta oturduk.
Bir Türk hücumunu korkan, o çekildi İstanbul'a.
Tom bira kupasını tezgahın üzerine koydu.
Dün gece saatimi tezgahta bıraktım.
Tom kontuarda durdu, resepsiyonistle konuşuyordu.
Tezgahta oturan üç tane beyaz adam vardı.
Sessizlik, çürütmesi zor bir argümandır.
Mutfak tezgahında ölü bir hamamböceği buldum.
...sindirme enzimleriyle düşmanını eritiyor. Başarılı bir karşı saldırı.
Tom bir dizüstü bilgisayarda yazı yazarken tezgahta oturdu.
Tom tezgaha kadar yürüdü ve bir içki ısmarladı.
Tezgahın üzerinde muz dolu bir sepet var.
Böyle bir şey yapmak zarar verici olurdu.
Bana alerjiye karşı reçetesiz iyi bir ilaç önerebilir misin?
Şimdi mutfak tezgahının üstündeki kahve lekesini sildim.
Davout , 'Dört Gün Harekatı' olarak bilinen ve Avusturya güçlerini Eggmühl'e sıkıştıran
Tom tezgaha gitti ve her ikimiz için bir içki aldı.
Bu bulaşık makinesi çok fazla büyük. Tezgahın altına sığmayacak.
Tom ve Mary birbiriyle konuşurken tezgahta oturdu.
Tezgaha gidip ikimize de içecek aldı.
Tom mutfak bankosuna oturdu ve ton balıklı bir sandviç yedi.
Uçuşundan en az bir saat önce kontuara gel, lütfen.
Barmen, kavgayı durdurmak için tezgahın arkasından çıktı.
Suchet, Fransızların Vendée'deki karşı devrimci isyancılarla savaşma deneyiminden
Telefon çaldığında Tom tezgahta oturuyor ve bir dergi okuyordu.
Bilet tezgahına ulaşmak için kalabalığın arasından ite kaka ilermekte tereddüt etmedi.
Bu ilacı reçetesiz alabiliyor musunuz, yoksa reçete almanız gerekiyor mu?
Bu satın alabileceğiniz en iyi reçetesiz ağrı kesicilerden biridir.
her adımda savaşmasını, mümkün olduğunda karşı saldırıda
Aşırılığa karşı ithaf edilmiş günün sloganı, "kahverengi yerine gökkuşağı renkleri" idi.
- Tokyo borsasında, yaklaşık 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.
- Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.
İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, "Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?"