Translation of "Classmates" in Turkish

0.057 sec.

Examples of using "Classmates" in a sentence and their turkish translations:

- We're classmates.
- We are classmates.

- Biz sınıf arkadaşlarıyız.
- Biz sınıf arkadaşıyız.

- They are my classmates.
- They're my classmates.

Onlar benim sınıf arkadaşlarım.

We're Tom's classmates.

Biz Tom'un sınıf arkadaşlarıyız.

Tom bullied his classmates.

Tom sınıf arkadaşlarına zorbalık yaptı.

Tom's classmates are goofing off.

- Tom'un sınıf arkadaşları boş boş oturuyor.
- Tom'un sınıf arkadaşları boşa zaman geçiriyor.

She and I are classmates.

O ve ben sınıf arkadaşlarıyız.

Tom and I are classmates.

Tom ve ben sınıf arkadaşıyız.

Tom and Mary were classmates.

Tom ve Mary sınıf arkadaşıydı.

How would your classmates react?

Sınıf arkadaşlarınız nasıl tepki verirdi?

I'm one of Tom's classmates.

Ben Tom'un sınıf arkadaşlarından biriyim.

Tom and I were classmates.

Tom ve ben sınıf arkadaşıyız.

Tom and Mary are classmates.

Tom ve Mary sınıf arkadaşları.

He's friendly with all his classmates.

O, bütün sınıf arkadaşlarına karşı samimidir.

Mary was bullied by her classmates.

Mary'ye sınıf arkadaşları tarafından zorbalık edildi.

Her classmates do not appreciate her.

Sınıf arkadaşları onu takdir etmiyor.

Her classmates made fun of her.

Sınıf arkadaşları onunla dalga geçtiler.

Tom and I are Mary's classmates.

Tom ve ben Mary'nin sınıf arkadaşlarıyız.

Tom and Mary are my classmates.

Tom ve Mary benim sınıf arkadaşlarım.

Some of my classmates are overweight.

Sınıf arkadaşlarımdan bazıları fazla kilolu.

None of Tom's classmates liked him.

Tom'un sınıf arkadaşlarından hiçbiri onu sevmiyordu.

Tom is one of my classmates.

Tom sınıf arkadaşlarımdan biri.

Dan bullied one of his classmates.

Dan sınıf arkadaşlarından birine zorbalık etti.

Don't speak ill of your classmates.

Sınıf arkadaşlarınız hakkında kötü konuşmayın.

None of Tom's classmates like him.

Tom'un sınıf arkadaşlarından hiçbiri onu sevmez.

Bob was popular with all his classmates.

Bob tüm sınıf arkadaşları arasında popüler idi.

His classmates laughed at him at once.

Sınıf arkadaşları ona hemen güldüler.

Jim is liked by all his classmates.

Jim sınıf arkadaşları tarafından çok seviliyor.

Come meet some of your new classmates.

Yeni sınıf arkadaşlarından bazılarıyla tanışmaya gel.

Did you talk to your classmates yesterday?

Dün sınıf arkadaşlarınızla konuştunuz mu?

Dan and his classmates mourned Linda's death.

Dan ve onun sınıf arkadaşları Linda'nın ölümünün yasını tuttular.

He gets along well with his classmates.

Arkadaşlarıyla iyi geçiniyor.

Tom speaks French better than his classmates.

Tom sınıf arkadaşlarından daha iyi Fransızca konuşur.

Some classmates saw me give him chocolate.

Bazı sınıf arkadaşları benim ona çikolata verdiğimi gördü.

Were any of those kids Tom's classmates?

O çocuklardan herhangi biri Tom'un sınıf arkadaşı mı?

He always brought problems to his classmates.

- Sınıf arkadaşlarına daima sorunlar getirdi.
- Her zaman sınıf arkadaşlarına sorunlar getirdi.

None of my classmates live near here.

Sınıf arkadaşlarımdan hiçbiri buraya yakın yaşamazlar.

I like to be with my classmates.

Sınıf arkadaşlarımla birlikte olmaktan hoşlanırım.

Have you learned all your classmates' names?

Bütün sınıf arkadaşlarının adlarını öğrendin mi?

All of Tom's classmates waited for him.

Tom'un sınıf arkadaşlarının hepsi onu bekledi.

None of Tom's classmates waited for him.

Tom'un sınıf arkadaşlarından hiçbiri onu beklemedi.

I get along well with my classmates.

Sınıf arkadaşlarımla iyi geçiniyorum.

- He tries to keep abreast of his classmates.
- He tries to make sure he doesn't fall behind his classmates.
- He tries to keep up with his classmates.

O, sınıf arkadaşlarına ayak uydurmaya çalışıyor.

Bill disagreed with his classmates on every subject.

Bil her konuda sınıf arkadaşları ile aynı fikirde değildi.

He was made fun of by his classmates.

Sınıf arkadaşları onunla dalga geçti.

He is in harmony with all his classmates.

- O tüm sınıf arkadaşlarıyla uyum içindedir.
- Sınıf arkadaşlarının hepsiyle iyi anlaşıyor.

Tom is on good terms with his classmates.

Tom sınıf arkadaşları ile iyi ilişkiler içindedir.

He is on good terms with his classmates.

Sınıf arkadaşları ile iyi geçinir.

I'm getting along well with my new classmates.

Yeni sınıf arkadaşlarımla iyi geçiniyorum.

Tom is taller than all of his classmates.

Tom kendi sınıf arkadaşlarının hepsinden daha uzundur.

I tried to make friends with the classmates.

Sınıf arkadaşları ile arkadaş olmaya çalıştım.

Tom struggled to keep up with his classmates.

Tom sınıf arkadaşlarına ayak uydurmaya çabaladı.

Tom gets along very well with his classmates.

Tom sınıf arkadaşlarıyla çok iyi anlaşıyor.

He tries to keep abreast of his classmates.

Sınıf arkadaşlarına ayak uydurmaya çalışıyor.

None of Tom's classmates offered to help him.

Tom'un sınıf arkadaşlarından hiçbiri ona yardım etmeyi teklif etmedi.

None of Tom's classmates knew his last name.

Sınıf arkadaşlarından hiçbiri Tom'un soyadını bilmiyordu.

At noon, I have lunch with my classmates.

Öğlenleyin sınıf arkadaşlarımla öğle yemeği yiyorum.

He struggled to keep up with his classmates.

O, sınıf arkadaşların ayak uydurmak için mücadele etti.

He is on speaking terms with his classmates.

O bütün sınıf arkadaşlarıyla samimi.

Did you talk to your new classmates yesterday?

Dün yeni sınıf arkadaşlarınla konuştun mu?

Why don't you say hi to your classmates?

Neden sınıf arkadaşlarına merhaba demiyorsun?

Sami never played soccer with his Muslim classmates.

Sami Müslüman sınıf arkadaşlarıyla hiç futbol oynamadı.

Tom was the tallest student among his classmates.

Tom sınıf arkadaşları arasında en uzun boylu öğrenciydi.

- I don't think that I know any of Tom's classmates.
- I don't think I know any of Tom's classmates.

Tom'un sınıf arkadaşlarından hiçbirini tanıdığımı sanmıyorum.

How are you getting along with your new classmates?

Yeni sınıf arkadaşlarınla aran nasıl?

Dave is the fastest swimmer of all my classmates.

Dave sınıf arkadaşlarım arasında en hızlı yüzücüdür.

The girl was laughed at by all her classmates.

Kız tüm sınıf arkadaşları tarafından alay edildi.

He exposed himself to the ridicule of his classmates.

Kendini sınıf arkadaşlarının alayına maruz bıraktı.

He is as clever as any of his classmates.

O, sınıf arkadaşlarından herhangi biri kadar akıllıdır.

A lot of my classmates think that I'm dumb.

Birçok sınıf arkadaşım benim aptal olduğumu düşünürler.

I get on pretty well with my new classmates.

Yeni sınıf arkadaşlarımla oldukça iyi geçiniyorum.

She speaks English better than any of her classmates.

İngilizceyi sınıfta en iyi konuşuyor.

Tom speaks French better than any of his classmates.

Tom sınıf arkadaşlarının herhangi birinden daha iyi Fransızca konuşur.

Most of my classmates can speak French quite well.

Sınıf arkadaşlarımdan çoğu Fransızcayı oldukça iyi konuşabiliyorlar.

None of Tom's classmates knew who his father was.

Tom'un sınıf arkadaşlarından hiçbirisi, onun babasının kim olduğunu bilmiyordu.

One of my classmates used to live in Boston.

Sınıf arkadaşlarımdan biri Boston'da yaşardı.

Sally's classmates are always making a fool of her.

Sally'nin sınıf arkadaşları her zaman onu aptal yerine koyuyor.

Do you get along well with your new classmates?

Yeni sınıf arkadaşlarınla iyi geçiniyor musun?

He's getting along well with all of his classmates.

O, tüm sınıf arkadaşları ile iyi geçinir.

She invited two of her classmates - Jane and Mary.

Sınıf arkadaşlarından ikisini davet etti - Jane ve Mary

Tom is much shorter than all of his classmates.

Tom sınıf arkadaşlarının hepsinden çok daha kısadır.

Some of Tom's classmates can speak French fairly well.

Tom'un sınıf arkadaşlarından bazıları oldukça iyi Fransızca konuşabiliyor.

One of my classmates used to live in Australia.

Sınıf arkadaşlarımdan biri Avustralya'da yaşıyordu.

- I should have tried to get along with my classmates better.
- I should've tried to get along with my classmates better.

Sınıf arkadaşlarımla daha iyi geçinmeye çalışmalıydım.

Some of my classmates like volleyball and others enjoy tennis.

Bazı sınıf arkadaşlarım voleyboldan, diğerleri ise tenisten hoşlanıyor.

Do you keep in contact with your high school classmates?

Lise sınıf arkadaşlarınla irtibat kurmaya devam ediyor musun?

I don't want Tom anywhere near his classmates right now.

Tom'u şimdi sınıf arkadaşlarının yanında bir yerde istemiyorum.

Tom was well liked by his classmates, teachers and friends.

Tom sınıf arkadaşları, öğretmenleri ve arkadaşları tarafından çok sevilirdi.

Thanks to my classmates, who helped me during hard times!

Zor zamanlarda bana yardımcı olan sınıf arkadaşlarıma teşekkürler!

My sister's getting married to one of her old classmates.

Kız kardeşim ​​eski sınıf arkadaşlarından biriyle evleniyor.

Tom is better at French than most of his classmates.

Tom Fransızcada sınıf arkadaşlarının çoğundan daha iyidir.

Tom seems so much smarter than any of his classmates.

Tom sınıf arkadaşlarının herhangi birinden daha akıllı görünüyor.

John must work hard to catch up with his classmates.

John, sınıf arkadaşlarına yetişmek için çok çalışmalıdır.