Examples of using "Pieces" in a sentence and their turkish translations:
...paramparça olmuştu.
O, parçalara ayrıldı.
Onu iki parçaya kestim.
cam kırıkları hâlinde parçalandığını hatırlıyorum.
Onu iki parçaya kesin.
Bu yapboz beş yüz parçadır.
Cam parçalara bölündü.
Şişe parçalara bölündü.
Bu iki parça birbirine uyuyor.
- Fadıl'ın cesedi parçalanmıştı.
- Fadıl'ın cesedi parçalar halindeydi.
İki parçaya bölündü.
yani dünya edebiyatının en eski örneklerinden biri.
Fotoğrafları parçaladı.
O, mektubu parçaladı.
İki parça kek vardı.
Somon balığını küçük parçalara ayır.
Onun üç parça bağajı vardı.
Çikolatayı en küçük parçalarına kadar ayırın.
O, kırık parçaları birlikte yapıştırdı.
O, mektubu parçalara ayırdı.
Bana üç adet somon ver.
Çikolatayı küçük parçalara ayırın.
Ben üç parça mobilya satın aldım.
Bana iki parça tebeşir ver.
Bana üç parça tebeşir ver.
Ağaç parçalar halinde kesilmişti.
O, elbiseyi parçaladı.
Her iki ahşap parçalar farklı şekillerde.
Bu çocukların her birine üç parça verin.
Bardak parçalara ayrıldı.
Üç parça kek yedim.
O, mektubunu parçalara ayırdı.
Kâğıdı parçaladım.
Bana iki parça tebeşir getir.
Gazeteyi parçalara ayırdı.
Tom'un üç parça bagajı var.
Tom mektubu paramparça etti.
Bu iki parça birbirine uymuyor.
Tom resmi parçalara ayırdı.
Mary resmi parçalara ayırdı.
Tom kırık parçaları birbirine yapıştırdı.
Tom üç dilim pasta yedi.
- Kızarmış ekmekler yanıktı.
- Kızarmış ekmekler yanmıştı.
Seni parçalara ayıracaklar!
Annem pastayı sekiz parçaya böldü.
Tamam o zaman biraz parçaları birleştirelim
Lütfen bana iki parça tebeşir getir.
Keki beş parçaya böldü.
O, seramik eser yaparak zengin oldu.
O, müzeye sayısız parça bağışında bulundu.
Kavunu altı eşit parçaya böl.
Pastayı altı parçaya böldü.
Tom turtayı sekiz parçaya böldü.
Tom keki sekiz parçaya böldü.
İki parça birlikte sıkıca yapıştırıldı.
küçük plastik parçalarıyla kirlendiğini fark ettiler.
Tom ekmeği iki parçaya böldü.
Bronz heykel, parçalar halinde kırıldı.
O, müzeye sayısız parça bağışladı.
Ekmeği iki parçaya böldük.
Ekmeği ikiye böldü.
Ekmeği iki parçaya böldüm.
Ekmeği iki parçaya böldü.
Mary ekmeği iki parçaya ayırdı.
Ekmeği iki parçaya böldüler.
Tektonik levhalar, litosferin parçalarıdır.
Tom pastayı altı parçaya böldü.
Anne pastayı sekiz parçaya böldü.
Onun tüm hayatı kağıt parçalarıydı.
Onu iki parçaya ayırdım.
Tom pastayı ikiye böldü.
- Kızarmış ekmekler tam kıvamında olmuştu.
- Kızarmış ekmekler tam kıvamında kızarmıştı.
Tom ekmek kızartma makinesine iki parça ekmek koydu.
Kırılan tabağın parçalarını topladı.
Bina üç yıl önce parçalara ayrıldı.
Yanına iki parça bagaj aldı.
Kedisi öldüğünde, Diana sinir krizine girdi.
Köpeğe iki parça et verdim.
Kalan sadece birkaç parça var.
Çocuğa iki şekerleme izni verildi.
Her çocuğa üç adet şeker verdim.
Tom bana üç tane yararlı tavsiye verdi.
Onlar kırık tabak parçalarını topladılar.
Sadece iki parça mobilya aldık.
Kalbim bin parçaya parçalandı.
Pahalı porselen bin parçaya bölündü.
Bu mobilya parçaları satılık değildir.
Masanın üstünde dört parça peynir vardı.
Odada dört parça mobilya vardı.
Ekmek parçaları bırakmak kaybolmalarını önledi.
Ayda bin adet teslim sözü verdi.
Fincan yere düştü, param parça oldu.
Odada dört parça mobilya var.