Translation of "Blanket" in Turkish

0.305 sec.

Examples of using "Blanket" in a sentence and their turkish translations:

- Where is the blanket?
- Where's the blanket?

Battaniye nerede?

- I am under the blanket.
- I'm under the blanket.

Ben battaniyenin altındayım.

- I need an extra blanket.
- I need another blanket.

Ekstra bir battaniyeye ihtiyacım var.

I want a blanket.

Bir battaniye istiyorum.

She folded a blanket.

O bir battaniyeyi katladı.

She unfolded a blanket.

O bir battaniye açtı.

What's under the blanket?

Battaniyenin altındaki ne?

Tom brought a blanket.

Tom bir battaniye getirdi.

I want the blanket.

Ben battaniyeyi istiyorum.

Tom folded the blanket.

Tom battaniyeyi katladı.

Tom unfolded the blanket.

Tom battaniyeyi açtı.

Which blanket is dirty?

Hangi battaniye kirli?

I brought a blanket.

Bir battaniye getirdim.

I need a blanket.

Bir battaniyeye ihtiyacım var.

- I need an extra blanket.
- Please give me a spare blanket.

Lütfen bana bir yedek battaniye ver.

I'd like one more blanket.

Bir battaniye daha istiyorum.

They have only one blanket.

Onların sadece bir battaniyesi var.

It's warm under the blanket.

Battaniyenin altında sıcaktır.

Can I get another blanket?

Bir battaniye daha alabilir miyim?

Can I get a blanket?

Bir battaniye alabilir miyim?

May I have a blanket?

Ben bir battaniye alabilir miyim.

I gave Tom a blanket.

Tom'a bir battaniye verdim.

I need an extra blanket.

Ekstra bir battaniyeye ihtiyacım var.

Go get Tom a blanket.

Tom'a bir battaniye almaya git.

Please give me a blanket.

- Lütfen bana bir battaniye ver.
- Lütfen bana bir battaniye verin.

The blanket is still wet.

Battaniye hâlâ ıslak.

I only have one blanket.

Sadece bir battaniyem var.

I brought you another blanket.

- Sana bir battaniye daha getirdim.
- Sana başka bir battaniye getirdim.

Get me an extra blanket.

Bana ekstra bir battaniye alın.

Go get them a blanket.

Onlara bir battaniye almaya git.

Go get him a blanket.

Ona bir battaniye almaya git.

Go get her a blanket.

Ona bir battaniye almaya git.

I gave him a blanket.

Ona bir battaniye verdim.

I gave her a blanket.

Ona bir battaniye verdim.

Which blanket did Grandmother wash?

Büyükanne hangi battaniyeyi yıkadı?

Tom slept without a blanket.

Tom bir battaniye olmadan uyudu

Would you like another blanket?

Bir battaniye daha ister misin?

I'll get you a blanket.

- Sana bir battaniye getireceğim.
- Sana bir battaniye alacağım.

Another blanket would be nice.

Bir battaniye daha, iyi olurdu.

Could you bring me a blanket?

Bana bir battaniye getirir misin?

She laid a blanket over him.

O, onun üzerine bir battaniye koydu.

I laid a blanket over her.

Ben onun üzerine bir battaniye serdim.

Where did you take my blanket?

Battaniyemi nereye götürdün?

Can I get you a blanket?

Sana bir battaniye alayım mı?

Do you have an extra blanket?

Fazladan bir battaniyeniz var mı?

Do you need an extra blanket?

Fazladan bir battaniyeye ihtiyacın var mı?

Tom buried himself under his blanket.

Tom kendini battaniyesinin altına gömdü.

Tom laid a blanket over Mary.

Tom Mary'nin üzerine bir battaniye koydu.

She covered me with a blanket.

Üzerime bir battaniye örttü.

He covered me with a blanket.

Üzerime bir battaniye örttü.

Tom wrapped himself in his blanket.

Tom battaniyesine sarındı.

There's a blanket in the trunk.

Bagajda bir battaniye var.

Tom covered Mary with a blanket.

Tom, Mary'yi bir battaniye ile örttü.

Ken folded the blanket in half.

Ken battaniyeyi ikiye katladı.

Cover your feet with a blanket.

Ayaklarını bir battaniye ile ört.

She wrapped herself in a blanket.

Kendini bir battaniyeye sardı.

I wrapped myself in a blanket.

Kendimi bir battaniyeye sardım.

The blanket was stinking of urine.

- Battaniye idrar kokuyordu.
- Battaniye sidik kokuyordu.

Tom wrapped himself in a blanket.

Tom kendini bir battaniye ile sardı.

Sami covered Layla with a blanket.

Sami, Leyla'yı bir battaniye ile örttü.

Do you want an extra blanket?

Ekstra battaniye ister misin?

Or that special blanket on the bed?

ya da yatağın üzerinde özel bir battaniye var mı?

She wrapped her baby in a blanket.

Bebeğini bir battaniyeye sardı.

Tom covered his head with his blanket.

Tom battaniyesi ile başını örttü.

Mary is hiding inside her blanket fort.

Mary, battaniyeden yapılmış kalesi içinde saklanıyor.

Tom is sitting on a picnic blanket.

Tom bir piknik battaniyesinin üzerinde oturuyor.

Could I have a pillow and blanket?

Bir yastık ve battaniye alabilir miyim?

Check your blanket before spreading your legs.

Bacaklarını yaymadan önce battaniyeyi kontrol et.

Did you happen to bring a blanket?

Battaniye getirmiş miydin?

This blanket will help keep Tom warm.

Bu battaniye Tom'u sıcak tutmaya yardım edecek.

There's a blanket in the back seat.

Arka koltukta bir battaniye var.

She covered her shoulders with the blanket.

Omuzlarını battaniyeyle örttü.

Tom covered Mary's shoulders with a blanket.

Tom bir battaniye ile Mary'nin omuzlarını dürttü.

Tom wrapped himself in a warm blanket.

Tom kendini sıcak bir battaniyeye sardı.

How are you washing the blue blanket?

Mavi battaniyeyi nasıl yıkıyorsun?

Mary wrapped the blanket around her shoulders.

Mary battaniyeyi omuzlarına sardı.

Layla threw a blanket over Sami's body.

Leyla, Sami'nin cesedinin üzerine bir battaniye attı.

Tom wrapped the blanket around Mary's shoulders.

Tom battaniyeyi Mary'nin omuzlarına sardı.

Sami wrapped Layla's body in a blanket.

Sami, Leyla'nın cesedini bir battaniyeye sardı.

Sami threw a blanket over Layla's body.

Sami, Leyla'nın cesedinin üstüne bir battaniye attı.

The blanket does not keep me warm.

Battaniye beni sıcak tutmuyor.

Sami was still covered by that blanket.

Sami hâlâ o battaniyeyle örtülüydü.

Tom pulled the blanket over his head.

Tom battaniyeyi kafasının üzerine çekti.

Cover up the injured man with this blanket.

Bu battaniye ile yaralı adamı örtün.

Why did your cats hide under the blanket?

Neden kedilerin battaniyenin altına saklandılar?

Please give me a pillow and a blanket.

BLütfen bana bir yastık ve battaniye verin.

Ask for another blanket if it's cold tonight.

Bu gece soğuk olursa bir battaniye daha isteyin.

Tom's bed is covered by a Pikachu blanket.

Tom'un yatağı bir Pikachu battaniye ile örtülüdür.

Tom laid the baby down on a blanket.

Tom bebeği bir battaniyenin üstüne yatırdı.

Dan put out the fire with a blanket.

Dan bir battaniye ile ateşi söndürdü.

Tom asked for a blanket and a pillow.

Tom, bir battaniye ve bir yastık istedi.

May I have a pillow and a blanket, please?

Bir yastık ve bir battaniye alabilir miyim, lütfen?

Mum asked me to buy her a new blanket.

Annem ona yeni bir battaniye satın almamı istedi.

Tom went to his room to get a blanket.

Tom bir battaniye almak için odasına gitti.

Tom is lying on a blanket near the fire.

Tom ateşin yanında bir battaniyede uzanıyor.

Could you bring me a pillow and blanket, please?

Bana bir yastık ve battaniye getirebilir misiniz, lütfen?

Tom unfolded the blanket and wrapped it around himself.

Tom battaniyeyi açtı ve onu kendi etrafına sardı.

Tom got a blanket and put it over Mary.

Tom bir battaniye aldı ve onu Mary'nin üzerine örttü.