Translation of "Babysitter" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Babysitter" in a sentence and their turkish translations:

Where's your babysitter?

Çocuk bakıcın nerede?

You're my favorite babysitter.

Sen benim en sevdiğim bebek bakıcısısın.

Tom was my babysitter.

Tom benim çocuk bakıcımdı.

Tom doesn't need a babysitter.

Tom'un bir bebek bakıcısına ihtiyacı yok.

Tom is a potential babysitter.

Tom olası bir bebek bakıcısıdır.

Tom is a good babysitter.

Tom iyi bir çocuk bakıcısı.

We need a new babysitter.

Yeni bir çocuk bakıcısına ihtiyacımız var.

I don't need a babysitter.

Bir bebek bakıcısına ihtiyacım yok.

Be nice to the babysitter.

Çocuk bakıcısına kibar ol.

Tom couldn't find a babysitter.

Tom bir bebek bakıcısı bulamadı.

I need to get a babysitter.

Bir bebek bakıcısı almam gerekiyor.

Do we know a good babysitter?

İyi bir bakıcı tanıyor muyuz?

The mother is looking for a babysitter.

Anne bir çocuk bakıcısı arıyor.

We need to find a new babysitter.

Yeni bir bebek bakıcısı bulmamız gerekiyor.

We've got to find a new babysitter.

Yeni bir bebek bakıcısı bulmak zorundayız.

Do we have a babysitter for tonight?

Bu gece için bir bebek bakıcımız var mı?

My babysitter canceled at the last minute.

Benim çocuk bakıcım son dakikada iptal etti.

Tom can't afford to hire a babysitter.

Tom bir bebekbakıcısı tutmayı göze alamaz.

Tom got a babysitter for his children.

Tom çocukları için bir çocuk bakıcısı tuttu.

Tom hired a babysitter for his children.

Tom, çocukları için bir bebek bakıcısı kiraladı.

I can't afford to hire a babysitter.

Dadı tutacak param yok.

Tom is a good babysitter, isn't he?

Tom iyi bir bebek bakıcısı, değil mi?

- Tom said he needed to find another babysitter.
- Tom said that he needed to find another babysitter.

Tom başka bir bebek bakıcısı bulması gerektiğini söyledi.

- Tom thought Mary would be a good babysitter.
- Tom thought that Mary would be a good babysitter.

Tom Mary'nin iyi bir bebek bakıcısı olacağını düşündü.

Mother asked the babysitter to watch the children.

Anne bebek-bakıcısından çocukları gözlemesini rica etti.

I heard you were looking for a babysitter.

Bir bebek bakıcısı aradığınızı duydum.

Tom can't find a babysitter for Friday night.

Tom Cuma gecesi için bir bebek bakıcısı bulamıyor.

Tom can't find a babysitter for Monday night.

Tom pazartesi gecesi için bebek bakıcısı bulamıyor.

I need to find a babysitter for tonight.

Bu gece için bir bebek bakıcısı bulmam gerek.

The babysitter tried to sing the baby to sleep.

Çocuk bakıcısı bebeği şarkı söyleyerek uyutmaya çalıştı.

I think we need to find a new babysitter.

- Yeni bir bakıcı bulmamız gerektiğini düşünüyorum.
- Sanırım yeni bir bebek bakıcısı bulmamız gerekiyor.

Tom told me you were looking for a babysitter.

Tom bana bir bebek bakıcısı aradığını söyledi.

Do you still need a babysitter for Monday night?

Pazartesi gecesi için bir çocuk bakıcısına hâlâ ihtiyacın var mı?

Tom offered to help Mary pay for a babysitter.

Tom Mary'ye bakıcıya ödeme yapmasına yardım etmeyi önerdi.

I was your babysitter when you were a kid.

Siz çocukken ben sizin bebek bakıcınızdım.

Mary worked as a babysitter when she was a teenager.

Mary, gençken çocuk bakıcısı olarak çalışmış.

Tom wasn't able to find a babysitter on such short notice.

Tom öylesine kısa sürede bir çocuk bakıcısı bulamadı.

I wasn't able to find a babysitter on such short notice.

Bu kadar kısa sürede bir çocuk bakıcısı bulamadım.

I was lucky that I was able to find a good babysitter.

İyi bir çocuk bakıcısı bulabildiğim için şanslıydım.

She can't go to the party because she doesn't have a babysitter.

O, bir bebek bakıcısı olmadığı için partiye gidemez.

She doesn't have a babysitter, so she can't go to the party.

Onun bir bebek bakıcısı yok, bu yüzden partiye gidemiyor.

Tom asked Mary to stay at home until the babysitter got there.

Tom, çocuk bakıcısı oraya gelinceye kadar, Mary'nin evde kalmasını istedi.

- Tom thought it wasn't a good idea to leave Mary at home without a babysitter.
- Tom thought that it wasn't a good idea to leave Mary at home without a babysitter.

Tom bir çocuk bakıcısı olmadan Mary'yi evde bırakmanın iyi bir fikir olmadığını düşündü.