Examples of using "Argued" in a sentence and their turkish translations:
Biz politika tartıştık.
Bir çoğunuz,
O aşağıdaki gibi tartıştı.
Tom, Mary'yle tartıştı.
Tom'la tartıştım.
Onlarla tartıştım.
Onunla tartıştım.
Onunla tartıştım.
Tom benimle tartıştı.
Mayuko planı savundu.
Cümle hakkında tartıştılar.
Sürekli tartıştık.
Annem ve babam çok tartıştılar.
Sami ve Leyla asla tartışmadılar.
Tom ve Mary hiç tartışmadı.
Tom ve ben hiç tartışmadık.
Sami ve Leyla bazen tartıştılar.
Sami ve Leyla sık sık tartıştılar.
Onun hakkında onunla tartıştım.
- Onlar ne var ne yoksa tartıştı.
- Onlar her şeyi tartıştı.
Tom ve Mary bütün öğleden sonra tartıştı.
O, para hakkında onunla tartıştı.
Tom Mary ile para hakkında tartıştı.
Tom ve Mary bütün gece tartıştı.
Tom hâkimle bile tartıştı.
Tom ve Mary çok tartışıyorlardı.
Tom ve ben çok tartıştık.
Onun başkan olarak seçilmesine kimse karşı çıkmadı.
Hiç yöneticinle tartıştın mı?
Dünya'nın yuvarlak olduğunu doğruladılar.
Kira hakkında biraz tartıştılar.
Kayağa gitme konusunda onunla tartıştım.
Konu hakkında onlarla tartıştım.
Yoko ile biraz tartıştım.
Columbus dünyanın yuvarlak olduğunu savundu.
Hiç ebeveynlerinle tartıştın mı?
Tom sorun hakkında Mary ile tartıştı.
Avukatlar davayı saatlerce savundu.
Tom'la biraz tartıştım.
Leyla ve Sami o gece defalarca tartıştılar.
Sami ve Leyla çok tartışıyorlardı.
- Bizim milletvekili yeni vergi planına karşı çıktı.
- Temsilcimiz yeni vergi planına karşı çıktı.
O, Tom'la evlendiği için kızıyla tartıştı.
Yeni planım hakkında onunla tartıştım.
Taninna'yla tartıştığın doğru mu?
O, onunla çocuklarının eğitimi hakkında tartıştı.
O, onunla tartıştı ve sona ona vurdu.
Sami ve Leyla içki meselesiyle ilgili tartıştılar.
İki bilimci, incil yorumları hakkında saatlerce tartıştılar.
Sami ve Leyla çocuklarının velayetini tartıştılar.
O, o ülke ile ittifak kurmamızı savundu.
O, nükleer silahların barış için bir tehdit olduğunu ileri sürdü.
Bu, Mary'yle şimdiye kadar ilk kez tartışmamız.
Beth, Sally'nin yalnızca suçsuz numarası yaptığını iddia etti.
Columbus batıya giderek Hindistan'a ulaşabileceğini iddia etti.
Bir tatil için en iyi yer hakkında birbirimizle tartıştık.
Onlar tartıştıktan sonra bir hafta birbirleriyle konuşmadılar.
Tom ve ben ne yapmamız gerektiği konusunda birbirimizle tartıştık.
Üvey annemle hiç tartışmadım veya o bana gerekçeler vermedi.
bu çok tartışılır ve muhtemelen bunun yanıtı yoktur, çok aday vardır.
O onunla tartışmış olabilir fakat ona vurmuş olabileceğini sanmıyorum.
Evsiz bir adam ve üç yaşında bir erkek çocuğu Batman'in süper güçleri olup olmadığı hakkında bir saat tartıştı, ki o sahip değil.
O, kızını Tom'la evlenmemeye ikna etti.