Translation of "Stijgt" in Turkish

Het water stijgt.

Su yükseliyor.

De benzineprijs stijgt.

Benzinin fiyatı yükseliyor.

Het zeeniveau stijgt.

Deniz seviyesi yükseliyor.

De prijs van olie stijgt.

Petrol fiyatı yükseliyor.

Als de dag aanbreekt... ...stijgt de temperatuur.

Şafağın sökmesiyle... ...sıcaklık tepeye fırlıyor.

De yen stijgt en de dollar daalt.

Yen yükseliyor dolar düşüyor.

- De prijs gaat omhoog.
- De prijs stijgt.

Fiyat yükseliyor.

Niet gek dat de populatie van de begraafplaats stijgt.

Mezarlığın nüfusunun patlamasına şaşmamalı.

De stedelijke bevolking in de meeste ontwikkelingslanden stijgt zeer snel.

Çoğu gelişmekte olan ülkelerde kentsel nüfus çok hızlı artıyor.