Translation of "Spiegel" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Spiegel" in a sentence and their turkish translations:

- Breek niet de spiegel.
- Breek geen spiegel.

Ayna kırma.

- Een spiegel weerkaatst het licht.
- Een spiegel reflecteert licht.

Bir ayna ışığı yansıtır.

- Tom keek in de spiegel.
- Tom keek in een spiegel.

Tom aynaya baktı.

Waar is een spiegel?

Nerede bir ayna var?

Een spiegel reflecteert licht.

Bir ayna ışığı yansıtır.

Maak de spiegel schoon.

Aynayı temizle.

Waar is de spiegel?

Ayna nerede?

Daar is een spiegel.

Bir ayna var.

Kijk in de spiegel.

Aynaya bak.

- Tom oefende voor de spiegel.
- Tom heeft voor de spiegel geoefend.

Tom aynanın önünde uyguladı.

Kijk gewoon in de spiegel.

Sadece aynaya bak.

Bekijk je in de spiegel.

Aynada kendine bak.

Ik keek in de spiegel.

Ben aynaya baktım.

Tom keek in een spiegel.

Tom bir aynaya baktı.

Een gebroken spiegel brengt ongeluk.

Kırık bir ayna kötü şans getirir.

De spiegel is erg vies.

Ayna çok kirli.

- Maria oefende haar toespraak voor de spiegel.
- Maria heeft haar toespraak voor de spiegel geoefend.
- Maria oefende haar speech voor de spiegel.
- Maria heeft haar speech voor de spiegel geoefend.

Mary konuşmasını ayna önünde uyguladı.

Tom zag zichzelf in de spiegel.

Tom kendisini aynada gördü.

Tom keek weer in de spiegel.

Tom aynaya tekrar baktı.

Ze bekijken zichzelf in een spiegel.

- Aynada kendilerine bakıyorlar.
- Aynada kendilerini inceliyorlar.

Kind, raak niet aan de spiegel!

Çocuk, aynaya dokunma!

Zij zagen zichzelf in de spiegel.

Aynada kendilerini gördüler.

Hang de spiegel aan de muur.

Aynayı duvara as.

Jane bestudeerde zichzelf in de spiegel.

Jane aynada kendini inceledi.

Ze zag zichzelf in de spiegel.

O, aynada kendini gördü.

Hij kijkt naar hem in de spiegel.

Aynada ona baktı.

Ze staarde naar haar reflectie in de spiegel.

O, aynadaki yansımasına baktı.

Ze sloeg de spiegel kapot met een hamer.

Aynayı çekiçle paramparça etti.

Er hangt een tweede spiegel naast de deur.

İkinci ayna kapının yanına asıldı.

Hij nam een spiegel en bestudeerde aandachtig zijn tong.

O bir ayna aldı ve dikkatle dilini inceledi.

Hij nam een spiegel en keek naar zijn tong.

Bir ayna aldı ve diline baktı.

- Tom en Mary staan al een uur lang voor de spiegel.
- Tom en Mary staan al een uur voor de spiegel.

- Tom ve Mary bir saattir aynanın karşısında duruyorlardı zaten.
- Tom ve Mary bir saat kadar aynanın karşısında duruyorlardı zaten.
- Tom ve Mary bir saattir aynanın önünde duruyor.

- Maria keek in haar magische spiegel.
- Maria keek in haar toverspiegel.

Mary onun sihirli aynasına baktı.