Translation of "Herstellen" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Herstellen" in a sentence and their turkish translations:

Tom zal herstellen.

- Tom iyileşecek.
- Tom daha iyi olacak.

Kunt ge het laten herstellen?

Onu tamir ettirebilir misin?

Hij moet de klok herstellen.

O, saati onarmak zorundadır.

Wilt u de auto herstellen?

Lütfen arabayı tamir ediniz.

Kun je het tijdelijk herstellen?

Geçici olarak tamir edebilir misin?

De harmonie herstellen in het land.

her yere yeniden uyum getirecek.

Ik laat deze radio morgen herstellen.

Yarın bu radyoyu tamir ettireceğim.

Ik moet mijn computer laten herstellen.

Bilgisayarımı tamir ettirmeliyim.

Tom weet hoe computers te herstellen.

Tom bilgisayarları nasıl onaracağını biliyor.

Ik kan deze computer niet herstellen.

Bu bilgisayarı tamir edemem.

Kan je die lekke band nu herstellen?

Şimdi patlak lastiği tamir edebilir misin?

De patiënt zal vlug herstellen van zijn ziekte.

- Hasta yakında sağlığına kavuşacak.
- Hasta yakında hastalığını atlatacak.

- Tom zal herstellen.
- Tom komt er wel bovenop.

Tom iyileşecek.

De economie is zich weer aan het herstellen.

Ekonomi yeniden düzeliyor.

Er is weinig kans dat hij zal herstellen.

Onun eskisi gibi olması için çok az umut var.

Kunnen we die fantastische onderdelen van onze menselijkheid herstellen:

insanlığımızın o harika bileşenlerini yeniden hayata döndürebiliriz:

Hij is langzaamaan aan het herstellen van zijn ziekte.

Hastalığını yavaşça atlatıyor.

Tom moet in bed blijven als hij wil herstellen.

Sağlığına kavuşmak istiyorsa Tom'un yataktan kalkmaması gerekiyor.

Eens we de hersenen kunnen overhalen om zichzelf te herstellen

Beyni, kendini iyileştirebileceği bir duruma getirdiğimizde

Dus het duurt niet lang om mijn lichaamstemperatuur te herstellen.

Bu yüzden vücut sıcaklığımı geri kazanmam uzun sürmüyor.

Om vervolgens de 3D-geometrie van deze verborgen scène te herstellen.

bir yeniden oluşturma algoritmasına aktarıyoruz.

- Ik kan de computer niet repareren.
- Ik kan de computer niet herstellen.

Bilgisayarı tamir edemem.

Ik zal de auto alleen kopen als ze eerst de remmen herstellen.

Frenleri tamir ederlerse, arabayı satın alacağım.

- Waar heb je je camera laten repareren?
- Waar hebt u uw camera laten herstellen?

Kameranı nerede tamir ettirdin?

- Kunnen jullie mijn lekke band nu repareren?
- Kunnen jullie mijn lekke band nu herstellen?

Şimdi hasarlı lastiğimi tamir edebilir misin?

- Ik ben bang dat Tom niet gaat herstellen.
- Ik ben bang dat Tom niet beter gaat worden.

Maalesef Tom iyileşmeyecek.