Translation of "‫قرية" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "‫قرية" in a sentence and their turkish translations:

العالم قرية صغيرة.

Bu küçük bir dünya.

طوكيو هي قرية كبيرة.

Tokyo büyük bir şehir.

أريد العيش في قرية.

Ben kırsalda yaşamak istiyorum.

الحياة في قرية صغيرة مملة.

- Küçük kasabada hayat sıkıcıdır.
- Küçük bir kasabada hayat sıkıcıdır.
- Küçük bir kasabada yaşam sıkıcıdır.

‫إلى قرية نائية‬ ‫في قلب الغابة.‬

bulunan bir köye götürmek.

‫قرية "إمبارا" التي تحتاج للقاحات الملاريا‬

Bu malarya aşılarına ihtiyacı olan Embarra Köyü

نحن نكون قرية عالمية صغيرة مترابطة

Biz de küçük, birbirine bağımlı küresel bir köy haline geliyoruz.

إنه ولد في قرية صغيرة في جنوب تركيا.

Türkiye'nin güneyinde küçük bir köyde doğdu.

عاش تانغو مع صبي صغير في قرية صغيرة.

Tango küçük bir köyde küçük bir çocukla yaşıyordu.

‫تبعد قرية "إمبارا" التي نبحث عنها‬ ‫43 كم غرباً‬

Aradığımız Embarra Köyü 43 kilometre batıda,

كان هناك 20 قرية تاوباو فقط في عام 2013،

2013'te sadece 20 adet Taobao köyü varken

من تأثير الهجرة للمناطق الحضارية على قرية في زامبيا

ilgili hikâyeler vardı; kente göçlerin Zambiya'daki köylere etkilerinden tutun,

‫ثم سنتابع.‬ ‫ينبغي أن نكون اقتربنا‬ ‫من قرية "إمبارا" الآن.‬

Sonra devam edeceğiz. Embarra Köyü'ne yaklaşmış olmalıyız.

ولكن عندما يصل إلى قرية زراعية صغيرة في مقاطعة غانسي،

Ancak Gansu bölgesindeki küçük tarım köyüne vardığında,

مع انسحاب الروس ، مشاة فريانت حاربوا طريقهم إلى قرية Semënovskaya.

Ruslar geri çekilirken Friant'ın piyadesi Semënovskaya köyüne doğru yol aldılar.

ثم قضيت بعض الوقت، بنيت فيها قرية صغيرة مع بعض الطرق

Biraz zaman geçirdim, yolları olan küçük bir köy inşa ettim

سيطر ماسينا على قرية أسبرن ، بينما نظم لانز الدفاع عن إيسلينج.

Masséna, Aspern köyünü elinde tutarken, Lannes Essling'in savunmasını organize etti.

الموقع التقليدي لمحكمة الملك هرولف ، والتي أصبحت الآن قرية ليجري الصغيرة في الدنمارك.

şu anda Danimarka'daki küçük Lejre köyü olan Kral Hrolf'un mahkemesinin geleneksel alanına bakmaya başladı .

اركض من مدينة الى آخرى , وأذهب من قرية الى أخرى لكن لا اتحرك ابداً " الطريق "

"Şehirden şehire koşarım, köyden köye giderim fakat hiç hareket etmem." "Yol."

في كلّ شهر رمضان، يذهب إسحاق لزيارة صديقه سامي في قرية صغيرة في الضّفّة الغربيّة.

İzak her ramazan Batı Şeria'daki küçük bir köye Sami'yi ziyaret etmeye gidiyor.