Examples of using "سواء" in a sentence and their turkish translations:
Ağlasa da zırlasa da
Buna ister siyasi bir hata, yanlış bir adım
Yani hoşuma gitsin ya da gitmesin
Çocuklar ve yetişkinler,
haklı da olsan haksız da.
İsterse salatalık gibi olsun
Çocuklarınız olsun ya da olmasın,
İster bir sınava giriyor olun,
ideal bir yer. Hem evlerde,
Amerikan teknoloji endüstrisinin bir ürünüyüm.
kasıtlı olsun ya da olmasın,
işte olsun ya da olmasın.
değeri farklılaşmış teklif olarak veya
hem de en önemlisi dışlananlar için
yepyeni ve teknoloji bakımından yenilenmiş yeşil binalar;
neyin kesinlikle olabileceğine odaklanma eğilimindeyiz.
Suçu işlemiş de işlememiş de olsanız kabulleniyorsunuz.
ve cevabı bilsen de bilmesen de
acil ya da günlük stres olmasına göre değişebilir olarak gösteriliyor.
Politik ya da alışveriş seçimlerimizde
Ve böyle sosyal platformlar, Youtube ya da Facebook fark etmez,
Bugün ya da yarın gitmen aynı şey.
"Sanırım belki de ikisi." derdiniz.
ve bu insansanız da robotsanız da böyledir.
Burada hepiniz, ya bir arkadaşsınız ya da bir aile mensubu.
Deyim yerinde ise; ister kullan,ister kullanma
sağlıklı insanların da maske kullanıp kullanmamaları gerektiği.
Dünya üzerinde hiçbir ülkede iklimi mahvettiği için yaptırıma uğratılan
Çünkü Hristiyan, Müslüman, Yahudi, Ateist,
isterseniz bir hayır kuruluşunuz ya da bir organizasyonunuz olsun,
o kadar engin ve oluşturup dokunabileceğimiz yaşam miktarı o kadar küçük ki
Sorun önemli de olsa önemsiz de olsa onu çözmelisin.
İster evde olalım, ister okulda veya işte ya da siyasi bir arenada.
her şeyin eleştirisini yaparken futbol ile mafyanın ilişkisini eleştirmesin mi o konuya girmesin mi
Sevsek de sevmesek de oraya gitmemiz gerek.
Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
Herkesin, fikir, vicdan ve din hürriyeti hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.