Examples of using "البرد" in a sentence and their turkish translations:
O, soğuk algınlığından çekiyor.
Soğuğa dayanamıyorum.
Soğuğa rağmen yiyecek stokları donmamış.
Neredeyse donarak ölecektik.
Soğuk, kurbağanın ince, nemli derisinden içeri sızıyor.
Bu ilaç benim nezlemi iyileştirdi.
Yaklaşık bir yıl sonra, o soğuğu arzular hâle geliyorsun.
Acele et Tom, donuyorum.
Ben soğuğa karşı çok duyarlıyım. Bir battaniye daha alabilir miyim?
Sami kendini soğuktan korumak için kalın kıyafetler giymişti.
Önemli olan, alttan kaldırıp nazikçe tutmak, böylece toprak dağılmaz.