Translation of "يتعلق" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "يتعلق" in a sentence and their turkish translations:

لا يتعلق كثيرًا بالإنجازات بقدر ما يتعلق بالفرص.

başarıyla ilgili olmadığını anlamamız gerekir.

الغريق يتعلق بقشة.

Denize düşen yılana sarılır.

خاصة ما يتعلق بديموقراطيتنا.

özellikle de bizim demokrasimize.

عندما يتعلق الأمر بالوطن

Söz konusu vatan olduğunda

"غير عادية وفيما يتعلق"

"Sıradışı ve alakalı"

الأمر يتعلق بالإدراك وليس التجنب

Bu farkındalıkla ilgili, kaçışla değil.

لا وجود لما يتعلق بالرياضيات.

Hesap yapmak yok.

وعندما يتعلق الأمر بسلوكياتنا السيئة،

Kendi kötü davranışlarımıza gelince

عندما يتعلق الأمر بإنجاب الأطفال

Konu çocuk sahibi olmaya geldiğinde

يتعلق الدليل المخالف للمدير التنفيذي بالامتنان.

Anti CEO kitabının temelinde şükran duygusu var.

الدليل المخالف للمدير التنفيذي يتعلق بالمسؤولية.

Anti CEO kitabının temelinde sorumluluk var.

قد يكون لسببٍ يتعلق بقضية أعمال،

İş ile ilgili olabilir,

لكن الأمر لا يتعلق بالخدع السحرية فقط.

Ama bu sadece sihirle alakalı değil.

لذلك عندما يتعلق الأمر بجهاز المناعة لديك،

Bu sebeple, bağışıklık sisteminize gelince,

الدليل الجديد المخالف للمدير التنفيذي يتعلق بالمجتمع.

Anti CEO kitabının temelinde topluluk var.

وأخيرًا، الدليل المخالف للمدير التنفيذي يتعلق بالمساءلة.

Son olarak anti CEO kitabının temelinde hesap verebilirlik var.

كما يتعلق الجنس بصحّتنا العامّة وسلامتنا وسعادتنا.

Bütün sağlığımız ve iyiliğimizle alakalıdır.

عندما يتعلق الأمر بحماية الخصوصية بشكل عام،

Genel anlamda iş mahremiyetin korunmasına geldiğinde

كل ما يتعلق بأسلوبنا في الحب والحياة

Nasıl sevdiğimizden nasıl yaşadığımıza

ومثل أبي، أحببت كل ما يتعلق بها:

Onun gibi, güreşle ilgili her şeyi severdim:

هذه المرة عندما يتعلق الأمر بانتقاد المعارضة

bu sefer iş muhalefeti eleştirmeye geldiğinde

ولكن عندما يتعلق الأمر بإخبار طفلك بالدروس

ama konu çocuğunuza ders anlatmaya gelince

ولكن لسوء الحظ يتعلق الأمر بما تسميه

Ama bu dediğiniz şeylerle maalesef alakası

"بماذا تنصح يا أستاذي فيما يتعلق بالنجاح؟"

''Hocam başarı ile ilgili neyi tavsiye edersiniz? ''

هذا النوع من التغييرات يتعلق بالذاكرة الطويلة الأمد,

Bu tipte değişiklikler uzun süreli hafıza ve

الأمر لا يتعلق بتشخيص، خاصة في هذه المرحلة.

herhangi bir şekilde teşhis niteliği taşımıyor, özellikle de bu aşamada.

يتعلق الأمر بشيء ما اعتادت جدتي على قوله.

büyükannemin hep söylediği bir söze geliyoruz.

كُشِفت حديثًا حقائق جديدة فيما يتعلق بالصين القديمة.

Son zamanlarda eski Çin hakkında yeni gerçekler gün ışığına çıktı.

أنا قمت بالكثير من البحث فيما يتعلق بذلك-

ben çok araştırma yaptım bununla alakalı -

هناك مشكلة حين يتعلق الأمر بالجنسين في يومنا الحالي

bir problem ve biz bunu düzeltmeliyiz,

وقد افترض كانون فيما يتعلق بهذا الافتقار الواضح للسيطرة،

Cannon'ın açıklamasına göre bu algısal kontrol eksikliği,

بل يتعلق الأمر أيضًا بكيفية تأثرنا في حياتنا اليومية.

Günlük hayatlarımızda nasıl çevremizin etkisi altında kaldığımızla da alakalı.

لأنها تمكنكم من القيام بأشياء رائعة فيما يتعلق بالضوء.

çünkü ışıkla inanılmaz şeyler yapmanızı sağlıyor.

ما عدا أن هذه المرة لا يتعلق الأمر بالصين.

ama bu sefer sadece Çin'in hikayesi değil.

أن الناس يميلون إلى اتّباع مشاعرهم فيما يتعلق بقناعاتهم

insanların inançlarının, mantıktan ziyade

لا يتعلق الأمر بالعالم المسطح ، بل حول علم الوجود

O konu düz dünyayla ilgili değil, ufolojiyle alakalı

ولكن عندي قدرة خارقة لفهم كل ما يتعلق بالعِلم

bilimle ilgili her şeyi anlamaya yönelik esrarengiz bir yeteneğim var,

يمكننا أن نعيد وضع إطارٍ للمناخ وكأنه يتعلق بصحة الإنسان،

iklimin aslında insan sağlığıyla ilgili olduğunu yeni bir çerçeveye oturtabiliriz

وفيما يتعلق بموضوع الألوان، هناك بعض الأشياء التي يمكنني الحديث عنها.

Renk ile ilgili bahsedebileceğim birkaç şey var.

ليس فقط فيما يتعلق بالصحة العقلية ولكن ما يخص الإدراك كذلك.

hem de bilişsellik için bir araya getirmeye başladım.

أنا الآن أقوم بعرض مقطع قصير لكم فيما يتعلق بتنظيف الأسنان،

Bir dizi diş fırçalama görseli paylaşmak istiyorum,

ما الّذي نخرج به من كل ذلك فيما يتعلق بماهيّة العنف السياسي؟

Peki tüm bunlar bize politik şiddet hakkında ne söylüyor?

اذا ماذا نفعل الان؟ كيف سندفع إيجار المنزل عندما يتعلق الأمر بالإيجار؟

Şimdi ne yapacağız peki? Kira zamanı geliyor evin kirasını nasıl ödeyeceğiz?

ما يجعلني أفكر هو أنه عندما يتعلق الأمر بالفايكنج ، يمكنك قتلهم ، والتحدث

Beni düşündüren şey, Vikingler söz konusu olduğunda onları öldürebilirsin ve

‫يقول إنه عندما يتعلق الأمر‬ ‫بقاتل حرشفي خطير‬ ‫فإنك لا تعرف كم هي منتشرة‬ ‫إلى حين أن ترى ذلك بنفسك.‬

Bu pullu seri katilin ne kadar yaygın olduğunu kendi gözünüzle görmeden anlayamazsınız, diyor.